- - Ay Işığı Sonatı Şiiri - Yorumlar

…/ Mavi bir dem istedim, kendimden de yalnızdım…

billahi…
sahipsiz gölgeydim yaz ayazında
arkadan vuracak güneşim bile yoktu hatta
ay suskunu gecelerimde sonatıma mavi bir dem
son anıma seni isterdim çaresizliğimden

Tamamını Oku
  • Bahattin Tonbul
    Bahattin Tonbul 25.11.2008 - 19:56

    sayfanızdaki değişiklik ve yenilik şiirlerinizede yansımış çok güzel anlamlı ve akıcı olan bu şiir için tebrikler okuması zor gibi geliyor ama başlayınca sonunu merakla bekliyorsunuz tebrikler

    Cevap Yaz
  • Ölüler Konuşmaz
    Ölüler Konuşmaz 25.11.2008 - 19:49

    yemin ederim ki
    ay ışığı yansıtıyordu pencereden tenimize sedefi
    güz yaprakları rengindeydi gece yatağa bahar serili
    bedenlerimizde oynaştıkça alaca hayaller
    keşfe çıktı gizli mabetlerimizi süvariler
    yudumluyorduk mahzendeki ateşi
    yürekte zincirkıran bir sevda bestesi
    her bir sevişme ibadet gibi
    ilk sonatımızdır her biri
    başım döner ya sarhoşluğum en çok ondandır
    en çok ondan sevgilim neden diye gözlerime sorma
    sebepsizdir titreyişim ay ışığı soyunurken masumdur denizim



    …/ Son nefesim olsun ki onca kahırlı gecelerden çıkıp da bir dem mavinin alacasında tek sen varsın ya; denizin dibine vurup sarhoş olsam hatta hiç ayılmasam ay tepeden gelir mi dersin sonatıma? En çok o ışık cancağızım, gözlerimde en çok o var hala…

    yüreginize saglık rengin hanım kaleminiz daim olsun saygıalrımla yıldırım şimşek

    Cevap Yaz
  • Mahir Başpınar
    Mahir Başpınar 25.11.2008 - 19:23

    yemin ederim ki
    ay ışığı yansıtıyordu pencereden tenimize sedefi
    güz yaprakları rengindeydi gece yatağa bahar serili
    bedenlerimizde oynaştıkça alaca hayaller
    keşfe çıktı gizli mabetlerimizi süvariler
    yudumluyorduk mahzendeki ateşi
    yürekte zincirkıran bir sevda bestesi
    her bir sevişme ibadet gibi
    ilk sonatımızdır her biri
    başım döner ya sarhoşluğum en çok ondandır
    en çok ondan sevgilim neden diye gözlerime sorma
    sebepsizdir titreyişim ay ışığı soyunurken masumdur denizim


    --Ay Işığı Sonatı





    AY IŞIĞI SONATI



    …/ Mavi bir dem istedim, kendimden de yalnızdım…


    billahi…
    sahipsiz gölgeydim yaz ayazında
    arkadan vuracak güneşim bile yoktu hatta
    ay suskunu gecelerimde sonatıma mavi bir dem
    son anıma seni isterdim çaresizliğimden
    viyolonselimin tellerine işlediğim dizeler
    lirik dansa dururdu şiirlerle
    kokum öyle eksikti sesim gibi kendime
    ağustos sağrısı tenimi ince ince dağlar da
    solgun gözlerime kadife güller dikip
    süzerdim günsüz saatleri kirpiğimde

    ismim okunurdu minarelerde ben dinlerdim
    bir sigara yakıp külünü basardım yarama
    dumanında dün boğulurdu bildik nakaratlarla
    gecenin zembereğinde kurup yarını
    koyu yalnızlığa gizlenmek var ya en çok o ağırdı
    en çok o cancağızım
    uzun uzun ağlardım
    hem nasıl ağlardım…




    …/ Dip notalarında tinsel motifli erinçtir yaşamın ıtırı, güneş sızıyorsa eğer pencereden…


    kör kurşunlara geleyim ki
    namlunun ucundaydı gönül sözüm
    vurulmak istedim o an serseri bir hüzünle
    oysa daha büyümemişti bile bir yanım
    küçüktüm, sefildim, hatta
    faili malum maktuldüm
    ölmeye aç bedenimi kaç kere doyurdum
    seninle, senin için defalarca
    heyhat! yakışmadı dargın bakışa
    anladım ki sevmek, ölmekle başlarmış

    güneşe açtım ardına kadar penceremi cumbalı
    dilime dolanan eski bir Üsküp sevda şarkısı
    çıkageldin, aydınlık bir sabahın ertesinden
    yayılan kokundan tanıdım diyerek balkonumdaki hayalimden
    beklediğin ben miydim?
    oysa daha yeni ölmüştüm…



    …/ Dudak izini bıraktığın hangi masalın prensesiydim mevsimin dingin kristallerinde…


    vallahi…
    kan revan yüreğimin ellerinden tutup sokaklarını ezberletiyordun şehrinin
    önünde duruyordun orkestranın çamaşır iplerindeki smokinini çalıp
    ben nasıl da uyanıyordum kabusumdan romans kaplarken tüm benliğimi
    hayatı kucaklıyordum enstrümanların hüzün soluklarında özellikle obua
    usulca… usulca… usulca…

    ellerinde kastanyeti başka bir köşe başında
    gece saçlı bir İspanyol dilber kulağına sıkıştırdığı gülün sevdasıyla
    eteklerini savuruyordu aşka flemenkonun topuk tıkırtılarında
    ritim tuttuk yüreğimizle sokulurken birbirimize bu tutkulu kırmızı dansa



    …/ Ölesiye değilmiş sevmek… Sevmek, ölmekle başlarmış yeni anladım…


    dilim lal olsun ki
    buz kesiğiydi hava… sığındığımız meyhanenin eşiğinde önce gözlerimizde ısındık
    cesurca soyunup atmalıydık abartılarımızı hatta vatkalarını bile mantomuzun
    eski bir melodi mırıldandın karanfil uzatıp bahşiş bekleyen sokak çalgıcılarına
    bitmek istemeyen, uzun mu uzun…
    gözlerime yazdım yudumladığın şarkının sözlerini benimle olsun kapanırsa
    işte o an cancağızım, en çok o an vuruldum sana

    çingene kadından aldığın bir demet en maviyi avuçlarıma bırakırken
    gerçektin bana yapay zekaların sıradanlığından çok öte
    kokusunda dağlar, şekilli kıvrımlarında dorukların asiliği varken
    kuşbakışı izleyeceğimiz manzaranın kaparo görüntülerinde
    uzaktaki denizin kokusunu çekiyorduk ciğerlerimize
    bekle, ay ışığını bekle sevgilim daha erken
    teslim oluyordum naif dokunuşuna ellerinin
    patika yolun göğsüne sokuldukça tepedeki kulübenin ışıklarıyla
    dudakların değdi kutup yıldızını arayan bakışlarıma
    anın büyüsüyle fısıldıyordun tüm evrene iki yana açıp kollarını
    “ezberlemiş olacak bütün denizler, teknedeki ismimizi yan yana
    pusula bu sevdayı gösteriyor, kuzey yıldızına aldırma”
    o şiir cancağızım, o şiirdi yüreğimiz, en çok o…



    …/ Vuralım denizin dibine geceyi süzüp yudumladığımız sevişmelerle… Haydi bu gece


    yemin ederim ki
    ay ışığı yansıtıyordu pencereden tenimize sedefi
    güz yaprakları rengindeydi gece yatağa bahar serili
    bedenlerimizde oynaştıkça alaca hayaller
    keşfe çıktı gizli mabetlerimizi süvariler
    yudumluyorduk mahzendeki ateşi
    yürekte zincirkıran bir sevda bestesi
    her bir sevişme ibadet gibi
    ilk sonatımızdır her biri
    başım döner ya sarhoşluğum en çok ondandır
    en çok ondan sevgilim neden diye gözlerime sorma
    sebepsizdir titreyişim ay ışığı soyunurken masumdur denizim



    …/ Son nefesim olsun ki onca kahırlı gecelerden çıkıp da bir dem mavinin alacasında tek sen varsın ya; denizin dibine vurup sarhoş olsam hatta hiç ayılmasam ay tepeden gelir mi dersin sonatıma? En çok o ışık cancağızım, gözlerimde en çok o var hala



    --Ay Işığı Sonatı





    AY IŞIĞI SONATI



    …/ Mavi bir dem istedim, kendimden de yalnızdım…


    billahi…
    sahipsiz gölgeydim yaz ayazında
    arkadan vuracak güneşim bile yoktu hatta
    ay suskunu gecelerimde sonatıma mavi bir dem
    son anıma seni isterdim çaresizliğimden
    viyolonselimin tellerine işlediğim dizeler
    lirik dansa dururdu şiirlerle
    kokum öyle eksikti sesim gibi kendime
    ağustos sağrısı tenimi ince ince dağlar da
    solgun gözlerime kadife güller dikip
    süzerdim günsüz saatleri kirpiğimde

    ismim okunurdu minarelerde ben dinlerdim
    bir sigara yakıp külünü basardım yarama
    dumanında dün boğulurdu bildik nakaratlarla
    gecenin zembereğinde kurup yarını
    koyu yalnızlığa gizlenmek var ya en çok o ağırdı
    en çok o cancağızım
    uzun uzun ağlardım
    hem nasıl ağlardım…




    …/ Dip notalarında tinsel motifli erinçtir yaşamın ıtırı, güneş sızıyorsa eğer pencereden…


    kör kurşunlara geleyim ki
    namlunun ucundaydı gönül sözüm
    vurulmak istedim o an serseri bir hüzünle
    oysa daha büyümemişti bile bir yanım
    küçüktüm, sefildim, hatta
    faili malum maktuldüm
    ölmeye aç bedenimi kaç kere doyurdum
    seninle, senin için defalarca
    heyhat! yakışmadı dargın bakışa
    anladım ki sevmek, ölmekle başlarmış

    güneşe açtım ardına kadar penceremi cumbalı
    dilime dolanan eski bir Üsküp sevda şarkısı
    çıkageldin, aydınlık bir sabahın ertesinden
    yayılan kokundan tanıdım diyerek balkonumdaki hayalimden
    beklediğin ben miydim?
    oysa daha yeni ölmüştüm…



    …/ Dudak izini bıraktığın hangi masalın prensesiydim mevsimin dingin kristallerinde…


    vallahi…
    kan revan yüreğimin ellerinden tutup sokaklarını ezberletiyordun şehrinin
    önünde duruyordun orkestranın çamaşır iplerindeki smokinini çalıp
    ben nasıl da uyanıyordum kabusumdan romans kaplarken tüm benliğimi
    hayatı kucaklıyordum enstrümanların hüzün soluklarında özellikle obua
    usulca… usulca… usulca…

    ellerinde kastanyeti başka bir köşe başında
    gece saçlı bir İspanyol dilber kulağına sıkıştırdığı gülün sevdasıyla
    eteklerini savuruyordu aşka flemenkonun topuk tıkırtılarında
    ritim tuttuk yüreğimizle sokulurken birbirimize bu tutkulu kırmızı dansa



    …/ Ölesiye değilmiş sevmek… Sevmek, ölmekle başlarmış yeni anladım…


    dilim lal olsun ki
    buz kesiğiydi hava… sığındığımız meyhanenin eşiğinde önce gözlerimizde ısındık
    cesurca soyunup atmalıydık abartılarımızı hatta vatkalarını bile mantomuzun
    eski bir melodi mırıldandın karanfil uzatıp bahşiş bekleyen sokak çalgıcılarına
    bitmek istemeyen, uzun mu uzun…
    gözlerime yazdım yudumladığın şarkının sözlerini benimle olsun kapanırsa
    işte o an cancağızım, en çok o an vuruldum sana

    çingene kadından aldığın bir demet en maviyi avuçlarıma bırakırken
    gerçektin bana yapay zekaların sıradanlığından çok öte
    kokusunda dağlar, şekilli kıvrımlarında dorukların asiliği varken
    kuşbakışı izleyeceğimiz manzaranın kaparo görüntülerinde
    uzaktaki denizin kokusunu çekiyorduk ciğerlerimize
    bekle, ay ışığını bekle sevgilim daha erken
    teslim oluyordum naif dokunuşuna ellerinin
    patika yolun göğsüne sokuldukça tepedeki kulübenin ışıklarıyla
    dudakların değdi kutup yıldızını arayan bakışlarıma
    anın büyüsüyle fısıldıyordun tüm evrene iki yana açıp kollarını
    “ezberlemiş olacak bütün denizler, teknedeki ismimizi yan yana
    pusula bu sevdayı gösteriyor, kuzey yıldızına aldırma”
    o şiir cancağızım, o şiirdi yüreğimiz, en çok o…



    …/ Vuralım denizin dibine geceyi süzüp yudumladığımız sevişmelerle… Haydi bu gece


    yemin ederim ki
    ay ışığı yansıtıyordu pencereden tenimize sedefi
    güz yaprakları rengindeydi gece yatağa bahar serili
    bedenlerimizde oynaştıkça alaca hayaller
    keşfe çıktı gizli mabetlerimizi süvariler
    yudumluyorduk mahzendeki ateşi
    yürekte zincirkıran bir sevda bestesi
    her bir sevişme ibadet gibi
    ilk sonatımızdır her biri
    başım döner ya sarhoşluğum en çok ondandır
    en çok ondan sevgilim neden diye gözlerime sorma
    sebepsizdir titreyişim ay ışığı soyunurken masumdur denizim



    …/ Son nefesim olsun ki onca kahırlı gecelerden çıkıp da bir dem mavinin alacasında tek sen varsın ya; denizin dibine vurup sarhoş olsam hatta hiç ayılmasam ay tepeden gelir mi dersin sonatıma? En çok o ışık cancağızım, gözlerimde en çok o var hala
    Güzel değişik bir güzel bir çalışma.
    Emeğinize yüreğinize sağlık.
    Kaleminiz daim ilhamınız bol olsun.
    Selam ve dua ile


    Cevap Yaz
  • Dinçer Demirel
    Dinçer Demirel 25.11.2008 - 19:16

    …/ Son nefesim olsun ki onca kahırlı gecelerden çıkıp da bir dem mavinin alacasında tek sen varsın ya; denizin dibine vurup sarhoş olsam hatta hiç ayılmasam ay tepeden gelir mi dersin sonatıma? En çok o ışık cancağızım, gözlerimde en çok o var hala…

    Değişik tarzda yazılmış,etkileyici ve güzel şiir,yüreğine sağlık,tebrikler,tam puanımla kutlarım

    Cevap Yaz
  • Fatma Hatun Esen
    Fatma Hatun Esen 25.11.2008 - 19:12

    ' Aşk ' göze alabilmektir, herşeyi göze almak, herşeye rağmen aşk diyebilmek,,, diyebiilenlerimize saygıyla. Kutlarım. Fatma Hatun Esen

    Cevap Yaz
  • Hasan Korkut
    Hasan Korkut 25.11.2008 - 19:04

    Değişik bir tarz
    kaleminize sağlık
    Rengin hanım.
    Selam ve
    muhabbetle...

    Cevap Yaz
  • Ünal Beşkese
    Ünal Beşkese 25.11.2008 - 18:36

    Rengin Hanım,
    Şiiri,bir film izler gibi ve huşû içinde okudum. Okurken.şiirin bazı bölümleri sanki filmin top sahneleri gibi gelmişti.Yorum kutusuna onlardan birini koyarak yazmaya başlamayı düşündüm. Fakat,şiire dönünce gördüm ki,her bölüm şiirin zirvesiydi ve ayırmak yanlış olurdu.
    İşte,şiirin başarı ölçüsü o ki,her bölümü zirve ,yani şiirin tümü o düzeyfe...
    Bu durumda sadece şiirinize ve size alkışlarımı ve saygılarımı sunabiliyorum efendim.,
    Ünal Beşkese

    Cevap Yaz
  • Gülçin Demirci
    Gülçin Demirci 25.11.2008 - 18:31

    Son nefesim olsun ki onca kahırlı gecelerden çıkıp da bir dem mavinin alacasında tek sen varsın ya; denizin dibine vurup sarhoş olsam hatta hiç ayılmasam ay tepeden gelir mi dersin sonatıma? En çok o ışık cancağızım, gözlerimde en çok o var hala…

    Harika bir güzel şiiirinizi okudum yine.Tam puanımla kutluyorum..Başarılarınızın devamını diliyorum...

    Cevap Yaz
  • Ersin Kayışlı
    Ersin Kayışlı 25.11.2008 - 18:30

    kör kurşunlara geleyim ki
    namlunun ucundaydı gönül sözüm
    vurulmak istedim o an serseri bir hüzünle
    oysa daha büyümemişti bile bir yanım
    küçüktüm, sefildim, hatta
    faili malum maktuldüm
    ölmeye aç bedenimi kaç kere doyurdum
    seninle, senin için defalarca
    heyhat! yakışmadı dargın bakışa
    anladım ki sevmek, ölmekle başlarmış

    ETKİLENMEMEK MÜMKÜN DEĞİL. YÜREĞİNİZİ VE KALEMİNİZİ ALKIŞLIYORUM RENGİN HANIM. SELAM VE SAYGILARIMLA...

    Cevap Yaz
  • Ahmet Kısa
    Ahmet Kısa 25.11.2008 - 18:10

    GÜZELDİ RENGİN HANIM.TEBRİKLER.

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 103 tane yorum bulunmakta