…/ Mavi bir dem istedim, kendimden de yalnızdım…
billahi…
sahipsiz gölgeydim yaz ayazında
arkadan vuracak güneşim bile yoktu hatta
ay suskunu gecelerimde sonatıma mavi bir dem
son anıma seni isterdim çaresizliğimden
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Sanırım yorumumuzu Antoloji yetkilisi değil, Gerçeklerin kaleme dökülmesinden hoşlanmayan şiir sahibi olan Rengin hamfendileri siliyorlar?
Bize bundan tam on yıl önce günün şiiri olarak seçtikleri bir şiiri tekrar servis ettikleri için sayın jüriye teessüf ve hayretimi bir kez daha saygıyla ve çok derin kaygılarla takdim ederim.
"MARİZ BİR ASRIN, HASTA BİR UNSURUN VE ALİL BİR UZVUN REÇETESİ: İTTİBA-I KUR'AN'DIR." -Kelam-ı kibar-
"DİN HAYATIN HAYATI, HEM NURU HEM ESASI, İHYAY-I DİNLE OLUR, BU MİLLETİN İHYASI." -Kelam-ı kibar-
"EĞER HAYATINIZIN LEZZETİNİ VE ZEVKİNİ İSTERSENİZ Kİ- İSTEMEK İNSANİYETİN MUKTEZASIDIR- HAYATINIZI İMAN İLE HAYATLANDIRIN VE FARZ İBADETLERİNİZİ HAKKIYLA İFA EDEREK SÜSLEYİN VE DE GÜNAHLARDAN TÜM GÜCÜNÜZLE KAÇARAK MUHAFAZA EDİN VESSELAM." -Kelam-ı kibar-
Hayırlı sınavlar Rengin hanım.
son zamanlarda okuduğum en etkileyici şiirdi...çok beğendim.
Eklendiği günlerde okuduğum bu çok sağlam anlatımlı şiir 'günün seçkisi' ni gerçekten hak eden bir çalışma. Tekrar okuduğumda tek eksik o günlerde şiirlere eklenen dış sesin yokluğu. Ama bu da şiirin kendi sesinin, melodisinin ön plana çıkmasına neden olmuş.
İçtenlikle kutluyorum sayın şairi ve günün şiiri 'ay ışığı sonatı' nı...Saygıyla...
Şiirimi günün şiiri seçerek beni onurlandıran Seçici Kurul'un değerli üyelerine ve ayrıca değer verip okuyan, yorumlayan herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Şiir daim olsun... Sevgiler, saygılar...
şiirinizi sonuna kadar büyük bir merakla okudum.Çok güzeldi.
ağlattınız beni.kaleminize sağlık.
GÜL...
Renginimin her şiiri insanda çok farklı duygular uyandırır..Çünkü duyguları güçlüdür ve şiir yazarlken benim önceliğim bu duygu yoğunluğudur...Çok zengindir, çok anlamlı ve bazen çok hüzünlü...Uzun bir melodinin içinde olmak gibiydi...Tadını çıkardım...Arkadaşımı sevgimle kutladım...Noktam, virgülüm ve yüreğime....:)
Şiirde yemin...
“Ay Işığı Sonatı” deyince benim aklıma Beethoven’in do diyez minör sonatı ve tabii ki sadece piyano için yazılmış bir eser geliyor. Başlık bana, elimde olmaksızın, bu çağrışımı yaptırıyor. Dolayısıyla şiirdeki viyolonsel, obua, kastanyet figürlerini bir yere oturtmakta zorlanıyorum. Piyanodan başka ses duyamıyorum çünkü. Mesela diyorum ki, aşk, hüzün, özlem ve ayrılık duygularının hâkimiyetindeki bu masalsı anlatımın başlığı “ay ışığı soyunurken” konulsaymış, benim için daha anlamlı olurmuş.
Şaire başarılar diliyorum…
Bu şiir ile ilgili 103 tane yorum bulunmakta