…/ Mavi bir dem istedim, kendimden de yalnızdım…
billahi…
sahipsiz gölgeydim yaz ayazında 
arkadan vuracak güneşim bile yoktu hatta 
ay suskunu gecelerimde sonatıma mavi bir dem 
son anıma seni isterdim çaresizliğimden
viyolonselimin tellerine işlediğim dizeler 
lirik dansa dururdu şiirlerle
kokum öyle eksikti sesim gibi kendime
ağustos sağrısı tenimi ince ince dağlar da 
solgun gözlerime kadife güller dikip 
süzerdim günsüz saatleri kirpiğimde 
ismim okunurdu minarelerde ben dinlerdim 
bir sigara yakıp külünü basardım yarama 
dumanında dün boğulurdu bildik nakaratlarla 
gecenin zembereğinde kurup yarını 
koyu yalnızlığa gizlenmek var ya en çok o ağırdı 
en çok o cancağızım 
uzun uzun ağlardım 
hem nasıl ağlardım…
…/ Dip notalarında tinsel motifli erinçtir yaşamın ıtırı, güneş sızıyorsa eğer pencereden…
kör kurşunlara geleyim ki
namlunun ucundaydı gönül sözüm
vurulmak istedim o an serseri bir hüzünle
oysa daha büyümemişti bile bir yanım
küçüktüm, sefildim, hatta
faili malum maktuldüm
ölmeye aç bedenimi kaç kere doyurdum
seninle, senin için defalarca
heyhat! yakışmadı dargın bakışa
anladım ki sevmek, ölmekle başlarmış
güneşe açtım ardına kadar penceremi cumbalı 
dilime dolanan eski bir Üsküp sevda şarkısı
çıkageldin, aydınlık bir sabahın ertesinden 
yayılan kokundan tanıdım diyerek balkonumdaki hayalimden
beklediğin ben miydim? 
oysa daha yeni ölmüştüm…
…/ Dudak izini bıraktığın hangi masalın prensesiydim mevsimin dingin kristallerinde…
vallahi…
kan revan yüreğimin ellerinden tutup sokaklarını ezberletiyordun şehrinin 
önünde duruyordun orkestranın çamaşır iplerindeki smokinini çalıp 
ben nasıl da uyanıyordum kabusumdan romans kaplarken tüm benliğimi 
hayatı kucaklıyordum enstrümanların hüzün soluklarında özellikle obua
usulca… usulca… usulca…
ellerinde kastanyeti başka bir köşe başında 
gece saçlı bir İspanyol dilber kulağına sıkıştırdığı gülün sevdasıyla 
eteklerini savuruyordu aşka flemenkonun topuk tıkırtılarında 
ritim tuttuk yüreğimizle sokulurken birbirimize bu tutkulu kırmızı dansa
…/ Ölesiye değilmiş sevmek… Sevmek, ölmekle başlarmış yeni anladım…
dilim lal olsun ki
buz kesiğiydi hava… sığındığımız meyhanenin eşiğinde önce gözlerimizde ısındık 
cesurca soyunup atmalıydık abartılarımızı hatta vatkalarını bile mantomuzun 
eski bir melodi mırıldandın karanfil uzatıp bahşiş bekleyen sokak çalgıcılarına 
bitmek istemeyen, uzun mu uzun…
gözlerime yazdım yudumladığın şarkının sözlerini benimle olsun kapanırsa 
işte o an cancağızım, en çok o an vuruldum sana
çingene kadından aldığın bir demet en maviyi avuçlarıma bırakırken 
gerçektin bana yapay zekaların sıradanlığından çok öte
kokusunda dağlar, şekilli kıvrımlarında dorukların asiliği varken 
kuşbakışı izleyeceğimiz manzaranın kaparo görüntülerinde 
uzaktaki denizin kokusunu çekiyorduk ciğerlerimize 
bekle, ay ışığını bekle sevgilim daha erken 
teslim oluyordum naif dokunuşuna ellerinin
patika yolun göğsüne sokuldukça tepedeki kulübenin ışıklarıyla 
dudakların değdi kutup yıldızını arayan bakışlarıma 
anın büyüsüyle fısıldıyordun tüm evrene iki yana açıp kollarını
“ezberlemiş olacak bütün denizler, teknedeki ismimizi yan yana 
pusula bu sevdayı gösteriyor, kuzey yıldızına aldırma” 
o şiir cancağızım, o şiirdi yüreğimiz, en çok o…
…/ Vuralım denizin dibine geceyi süzüp yudumladığımız sevişmelerle… Haydi bu gece
yemin ederim ki
ay ışığı yansıtıyordu pencereden tenimize sedefi 
güz yaprakları rengindeydi gece yatağa bahar serili 
bedenlerimizde oynaştıkça alaca hayaller 
keşfe çıktı gizli mabetlerimizi süvariler
yudumluyorduk mahzendeki ateşi 
yürekte zincirkıran bir sevda bestesi 
her bir sevişme ibadet gibi 
ilk sonatımızdır her biri
başım döner ya sarhoşluğum en çok ondandır 
en çok ondan sevgilim neden diye gözlerime sorma 
sebepsizdir titreyişim ay ışığı soyunurken masumdur denizim 
…/ Son nefesim olsun ki onca kahırlı gecelerden çıkıp da bir dem mavinin alacasında tek sen varsın ya; denizin dibine vurup sarhoş olsam hatta hiç ayılmasam ay tepeden gelir mi dersin sonatıma? En çok o ışık cancağızım, gözlerimde en çok o var hala…
Rengin AlacaatlıKayıt Tarihi : 25.11.2008 07:40:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yaşamına seviyorum seni diyebilmektir sevda…
 


"DİN HAYATIN HAYATI, HEM NURU HEM ESASI, İHYAY-I DİNLE OLUR, BU MİLLETİN İHYASI." -Kelam-ı kibar-
"EĞER HAYATINIZIN LEZZETİNİ VE ZEVKİNİ İSTERSENİZ Kİ- İSTEMEK İNSANİYETİN MUKTEZASIDIR- HAYATINIZI İMAN İLE HAYATLANDIRIN VE FARZ İBADETLERİNİZİ HAKKIYLA İFA EDEREK SÜSLEYİN VE DE GÜNAHLARDAN TÜM GÜCÜNÜZLE KAÇARAK MUHAFAZA EDİN VESSELAM." -Kelam-ı kibar-
Hayırlı sınavlar Rengin hanım.
İçtenlikle kutluyorum sayın şairi ve günün şiiri 'ay ışığı sonatı' nı...Saygıyla...
TÜM YORUMLAR (103)