Bir defneyaprağı sallanıyor daldan
ah latifesine yandığım kadın
dumanı tütüyor yokluğunun
mızıka sessiz
nerdesin?
Gönlümün yön tabelası
şu musluktan boşa akan su
ve zaman sanatçısı
üstümdeki ölü toprağı
kırılgan fay hattı
seni istiyor
nerdesin?
Kış geliyor kapıya
siyaset bilimi kirletiyor bizi bu ara
aklıma boca oluyor fikirler delice
sen nerdesin?
Gözümü alıyor gün ışığın
suretler geziniyor mısralarda
etnik kökenine bakılıyor artık aşkında
sen hala
nerdesin?
Bazen diyorum ya bazen
Sırt çantamda bir orman fotoğrafı
damarlarımda adını bilmediğim bir tren
çalı kuşlarına bakmaya gidiyorum
Eksiğim biraz sanki
her zaman olduğu gibi
bu sabah da yorgunluğum kaldırdı beni
sırt çantamda korku kırıntıları, tuzlu bir zeytin
bu çılgın susuzluğu dudağımdan uzaklaştırmaya gidiyorum
Rüşvet verdim bazen kendime
çıkardım mı bilmiyorum cinnet postallarımı
sırt çantamda kırk dişli bir kelime
sessizliğin saçlarını taramaya gidiyorum
Evimi telaşa verdim
serbest bıraktım baş ağrılarımı
sırt çantamda bir cam parçası
bana çirkinliğimi vaaz eden vitrinlerden
Öyle bir gömleğin yok dese de annem
oturdum hatıralarımın başına
Normlar aradım kendimce
ritimsiz kahkahalar, yarım notalar
belki bir delilik
Aradım
her bir şeyi aradım
üst üste istiflenmiş
bir aşkın kalın ince günleri
aradım gülün renginden bir damla kan
.....
sırtımı dönüp sırt çantama
bütün ağırlığı kalbimden yana verdim
....
etiketi üzerimde bir can sıkıntısı
yağmayı bekleyen yağmur damlaları
....
bazen diyorum ya bazen
inciniyor insan kendi neşesinden
Yamalarla sarılı bir dudak yarası
sırt çantamda bir mum
damarlarımda karanlık bir oda
ışık hiç yok
ben yine seninle sana gidiyorum..
Kayıt Tarihi : 6.5.2015 13:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!