Bir küstüm çiçeğidir, ergenliğe soyunmamış yalnızlıklar.
Hem herkes, hem her şey olmaya hazır, hem hiç bir şey olmamaya kararlı,
Öyle kırılgan dururlar.
Büyür üstlerinde gece,
Belki bir Kaş mavisi kadar korkunç ve güzel gökyüzü,
Dünyanın çatısına gerili delik deşik bir örtü,
Uzar, uzar,uzar…
Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Devamını Oku
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Duymuyorlar Ali Bey.
Duyamıyorlar.
Kulakları pas tutmuş. Dokuz koma aralığın zenginliğine alışmamış, alıştırılamamamış kulakların duyamamasına da şaşırmıyor, sadece, üzülüyorum.
Ama bir şey gelmiyor elimden.
Selâm ve saygıyla.
Böyle uzun uzun yazdığım eski günlerde olduğu gibi psikologum peşime takılmadan kaçmam gerekiyor. :)
İyi geceler herkese.
Hakkı Selçuk Bey sözleriniz aslında her şeyi anlatıyor da ben bir ekleme yapmak istiyorum. Bazıları Türk şiirinin değiştiğinden, eskiye rağbet kalmadığından bahsediyor. Eski şiir şimdi kötü v.s Münir Nurettin' in yaptığı besteler eskidi, şimdi Serdar Ortaç var. Ne de güzel beste yapıyor gibi...
gece büyür aya gebe
beden dilimle konuşurum sevdiğime
susma! sen susunca sıra bana gelir
en konuşkan bedenim dilimlenir
kirlenir
atların ezdiği toprak delinir
pusula delirir
dört mevsim bedenim ve ben
biraz daha tükenirim
Güz geçer ömründen, tenimde kokusu var,
Anlamıyor musun,
Savrulan sarışın yapraklar gibiyim?
Dokun bana,
Gözlerim bir insan sıcaklığı özler,
Konuş,
Ben, bütün beden dillerini bilirim.
....
en çokta sırlarımı sakladığı için severim geceyi
ve de yıldızlara fısıldamayı...
hislere tercümandı şiirin
saygılar
Evet...
Beğeneni olur, beğenmeyeni olur,
Ama yukarıdaki, bir şiirdir...
Bana da şu görüşleri paylaşmak için şâirin alınmayacağı bir gün lâzımdı. O halde bunun da tam zamanıdır. Şöyle düşünüyorum:
Şiir dedikleri şey bir söz sanatıdır. Kabul ederim ki bâtınî mânâsı hemen anlaşılmayabilir. Ama cümlelerin zâhiri aslâ aksamamalıdır. Suyunun suyu çıkarımlarla herkesin dilediği yere çekebileceği bir metne şiir demek çok güçtür.
Şunu şu sayarsak… ve deee… şunun da şöyle olduğunu kabul edersek…
Kahve falı mı bakıyoruz?
Eğer bu iş böyle de olabiliyorsa ben her logoreden yüzlerce anlam çıkarırım...
Şunu bir türlü anlatamıyorum:
Bu defa örnek Beyatlı'dan:
Mâzîyi nasıl taşlara çizmişse denizler
Aşkın ebedî mâtemidir yüzdeki izler.
Ne görüyorsunuz burada? Burada bir imgelem eksikliği mi var? Burada bir şey dolaylı bir benzetmeyle normalde anlatılabileceğinden çok daha güzel… Anlatılmamış mı? Burada şiirsellik adına gereken her şey eksiksiz bir şekilde yapılmış ve üstüne üstlük kimse ötesinden berisinden dürtülmemiştir. Aslında burada aşk gibi, kesin bir tanımı olmayan muhtemelen hiç de olmayacak bir başka şeyi görüyorsunuz:
Şiir böyle bir şey
Şiirin ‘eskiden’ böyle bir şey olduğunu düşünenlerin bulunduğunu hepimiz biliyoruz. Ne büyük bir yanılgı! Bu beyitteki güzellik kaç asır sonra bir şeyler kaybedebilir ki kendinden? Güzellikle albeniyi karıştırmamalı insan. Deniz, eski çağlarda da denizdi. En azından yeryüzünde insanın olduğu günlerden beri hemen hemen hiç değişmedi. Hiç şüphem yok; o zaman da güzeldi deniz, şimdi de güzel. Şimdilerde üzerindeki gemilerin buharlı olması elbette tercihe şayandır. Ama el insaf: Buharlı gemileri istiyor olmamız yelkenli gemilere çirkin dememizi gerektirir mi?
Değişmeyen bir güzelin, güzelliğin peşindedir şâir.
Kalıcı olanın peşindedir…
Modanın değil!
Modaya uyan şâir neyin nesidir, anlamak mümkün değil. İçten gelen bir şeyse eğer bu şey, eğer bir akışsa iç âlemden dış âleme… Şâir bu sürece çok fazla müdahil de olamamalıdır. Aksi takdirde kendi sözünün yalancısı olmuş olur. Bana göre “şiir dün öyleydi, bugün böyle” diyen kendi iç akışlarını dinlemediğini, şiirini talebe göre biçimlendirdiğini itiraf etmektedir.
Evet…
İşte böyle diyor adamın biri.
Şâir, diyor; eskimeyen bir güzeli arar.
Moda peşinde değildir o.
Olmamalıdır.
Eğer modaya göre değişebiliyorsa şiiri,
Yalancısıdır davasının!
Gece gece şiir okudum.Şair kardeşimi kutluyorum.Enfesti...
Bana göre 'ay yanar, su yaralar' dedikten sonra bitmiş şiir...Son üç dizeye kadar da gayet güzel gitmiş.
Bu şiir ile ilgili 47 tane yorum bulunmakta