Ay çoban
Gece gibi bakma kalbime yıldızlar gibi ak
Sana öykünsün gayrı nergis ve zambak
Ay bir çobandır artık
Yıldızlarını yaylıma çıkaracak ve ben kelimeleri yıldızların şelalesine tutacağım.
Işıklarla, köpüklerle yıkanacak kelimeler. Böylesi çok daha hoş olmaz mı?
Yıldızlar kelime, kelimeler yıldız. Gözleriniz gökte ışıl ışıl.
Ağzınızda sözcükler ışıl ışıl. Ay yüzünüzde gezdirir yıldızlarını.
Eski bir kaval yanıklığıdır
Kalbimdeki delikler
Yanık nağmelerden mi
Kirpiklerin ıslak?
Ve biz insansız duraklarda nasılsak
Kızıl elmalar gibi
Yorgun dallara asılsak
Kuşlar misafir gelir bize…
Kuşluk vakti kadar berrak
Bakışlarla bak ruhumun göğüne.
Denizlerini ileri sürüp durma
Ve saklanma arkasına mavinin
Gözlerin maviyse eğer
Bırak da deniz ve gök dinlensin biraz,
Gel-gitlerini ertele bu yaz.
Sende batmayan güneş, bende dinmeyen yağmur
İşte orada dur.
Durmazsan eğer
Ay peşinden gider senin,
Gidişinle oluşan boşluğa çulunu seren gecede.
Yetmez mi azade gezdiğin,
Artık sen de sakin sulara demir at gönül.
Ay… Ay yorgundur artık.
26 Ağustos 2008/ İstanbul
Kayıt Tarihi : 2.8.2009 15:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Neden ağlar kara gecede seher yeli, niye vurur bizi yeşil bir kaval sesi?
Şair de çobandır bir nevi, kelimeler sürü..
TÜM YORUMLAR (1)