Dünyadan bakıldığında
gök cismi değildin sen;
zamanın alnına bırakılmış
gümüş bir kader halkasıydın.
Karanlık senden öğrendi
nasıl aydınlanacağını.
Ağaçların arasından
sessizce süzülüp ruhuma girdin;
nefesini tutmuş bir ayin gibi
bekledin gökte:
yalnız, parlak, erişilmez.
Adın kazındı
taşın sabrına,
kil tabletlerin derin uykusuna,
ateş başı duaların sıcaklığına.
İnsan yolunu yitirdiğinde
gözlerini sana dikti;
gece, ancak seninle anlam buldu.
Medcezir oldun gönüllere,
denizlerin içini titrettin.
Gücünün izi
şiir olup aktı dillere,
ezgi olup yükseldi göklere.
Bu bir ay ışığı sonatıydı;
aydınlığın
notalara dökülüp
kalbe işlendi.
Sen, insanlığın en eski gizemi,
dünyanın susmayan tanığı,
uyku ile uyanıklık arasında
nöbet tutan
evrenin en kadim bekçisisin.
Kayıt Tarihi : 23.12.2025 01:50:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!