Rüzgarınla savruldum gönül deryasına,
Şeklimi yitirdim, düştüm dar ağaçlarına
Kafamı yasladığım han duvarlarında da,
Dert çorbasını taslara doldurur dururum.
Sessiz yürüdüm yazgını yazdım tahtaya,
Yazman değişti taktım yaldızları aynana,
Hediye ettiğim beşi bir yerdeyi andığında,
Görmediğin gönül bağında bozar dururum.
Hayamla kederliyim zamana aman demem,
Sözleri çekiçle dövdüm ustaya su vermem,
İsyankar kuldan merhamet duası da dilemem,
Yağmurlarını beklemekten usanır dururum.
Bir gün yanarsın kendinle, bir gün de döner,
Huyunu suyunu öğrenmek bin derde bedel,
Meçhul ellerde kaybolur gönül ister istemez,
Bilemediğin çöl fırtınasında aranır dururum.
Kovsam da her gece yakalarsın hülyamda
Ateşten gömlek de yakar beni odamda,
Diri canlar üzerine, ölü toprağı serptiğinde,
Merhamet dolu gözle, yaşları silinir dururum.
Bağlandığın, baba dağlarını devirip gittin,
Dürbünün tersiyle hedefe bakmazdım dedin,
Yalan dünyada sevgini panayır edip eylendin,
Çorak topraklar üzerinde, avunur dururum.
30 Ocak 2012
Duraner Yay
Duran EryayKayıt Tarihi : 19.2.2012 14:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!