Gecenin köründe
Yaşlı kısa boylu bir simitçi
Sert ve emin adımlarla yürümekte
Elinde simit tablası
Üstünde muşambası
Sıcaklığını koruma endişesinde
Sert rüzgâr ağır adımlar
Koruyabildiğin nen var
Yağmur silmiş süpürmüş İstanbul’u
Asfalt ışıklarla
Seninle cilveleşir gibi yanıltır
Cam sanırsın
Korkarsın basamazsın
Burnun üstüne bir vurur ki
Yüzün gözün kapkanlı
Duyguların capcanlı
Sinirle kalkıp
Jiletli tellerden tırmanmışım
Avuçlarım kan içinde
İçimde öyle
Rengim dışıma çıkmış
Avuçlarımdan süzülürken
Kahpelerin gözü korkup pusmuş
Gram korku yokken ölümden
Suskunluk bozuyor beni
Bitse bitmez
Gitse gitmez dertlerin
Divane delisi olmuşsan
Olmuşsundur tamamsındır
Binlerce eksik duyguna rağmen
Neye elini atıyorsan kuruyorsa
Toprağında mayanda
Derin bir karanlığın yüksek ateşi yanmıştır
Yüreğini yakacaktır
Aynalarda kendini bile tanımıyorsan
Yüreğin kayıptır
Kayıp ilanı verilince
Umut saklanırsa kilerlerde
Kendini kaybedenlere
Umut da haramdır
Yaşamak ta
Avuçlarım kan içinde
Jiletli tellerden tırmanırken
Öfkeni sırım gibi beslemişsin
Büyütüp askere gönderilen oğul gibi
Zamanın en dar yerinde
Bırakır gibi
İnsanlığını bırakmışsın
Mecburen kiralık bir suret edinmişsin
Aynalarda gördüğün
Kontratı dolmamış belirsiz bir vadeyi beklemekte
Sonlayabildiğin
Bilmediğin ölümdür ancak
Yaşabildiğin
Bildiğin suskunluk
Demirlerden uzanan pencerelere
Yepyeni perdeler düşmüş
Işıklarında umutlarımın acıdığı
İçimin üşüdüğü desenler
Susmuş pusmuş
Düşmüş ağzının üstüne Ağustos bir daha
Avuçlarım kan içinde
Ne zaman ölmüşümde
Hangi yasımı tutuyormuşum
Bilmiyorum
Çok üşümüşüm çok
…….
…..
…..
Kokusuna dayanamam
Çok ağlarım çok fazla
Avuçlarım kan içinde
Parmaklarım nasırlaşmış
Ah be dede
Yolumu şaşırtın bana
Gecenin köründe
Kendimi de
kafamı da
üşüttüm yine
Avuçlarım kan içinde
...............
Kayıt Tarihi : 4.11.2006 00:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!