Avuçgar Şiiri - Tunay Bozyiğit Seyduna

Tunay Bozyiğit Seyduna
405

ŞİİR


20

TAKİPÇİ

Avuçgar


Avuçgar

bir akşam alaca bir kararla trene bindireceğim
sana getirmek için ellerimi
sabahına varmak için, avuçgarına...
yüreğime kan diye damıttığım şiirlerle
yara yerimi getireceğim
yükümle susarken bir vagonun duldasında
raylarda ıslık çalacak elleri cebindeki trenim,
hasretinin türküsünü söyleyecek raylar
dağılacağım dudağında toparlanmaya
şaşkın ve aşkın sularca
kollarımı nereye sarkacağımı bilmeden
geçeceğim uykusundan köylerin
hasretim azarak çoğalacak
yol boylarından iğde kokuları desteleyeceğim
umut buya sevişmelere düşeriz belki de
bana sorarsan uykularını alıştırmaya bak koynuma
bir gül yaprağını yıkayan yağmur
beni de yıkar hazırlar tomurcuğuna...
yol nasılda vurmuş kendini uzaklara
ve ben yeni girdim yol üstünde geceye susamış
yalnızlığa hüküm giymiş
yıllara ve yollara yüzünün sıvalarını dökmüş
bir gara...
hasretini yakıştıra yakıştıra
iki yola çarmıha gerilmiş bir darbaza dara...
tren bir dağın bağrına sokuluyor uluyarak
sana vardığımda biliyorum yüreğime batıra çıkara gözlerin
bakışlarınla saplanıp bıçaklayacak...
biliyorum yaramız aynıdır dağlarda
muhtaçtır sarılmaya
penceresinden sarkacağım kompartımanın
gözlerin çarpmış gibi serinleyecek yüzüm rüzgardan
uçurum sağlamı hasretin derinleşecek karanlıktan
ve ay doğacak gecenin baş ucunda
düşlerim gibi apaydınlık
düşecek sana akan raylara
ümidimce alakara...
geçtiğim her yer ufalarak ardımda
beni sana uğurlayacak
inceden bir yağmur türkülerimce yağacak
yürek toprağım kabaracak
ardından tenim kokacak
sevişme sonrası yatağındaymışız gibi ter sonrası
etim durulacak...
bekle beni elalım doğrultup harela gözlerini
sesime hazırla...alazla
silintisinde bile olsa cama düşen gözlerini tanırım
sabır pusatlı hüznün en bakımsızı
bozkır tenhalığında bozlak okuyan
iki çalı kuşu harela gözlerini
göğsümün güz dalına sakla...
bilirim gözlerin türküm olsa da
aklın beni söylemez
ben ki sonuncu baharım
çiçekler kokan ilk bahardan
kan ter içinde geçtim yazları
ve ezberledim
daha başlarken biteceğini bildiğim sevdaları, ayrılıkları...
bilesinki gözlerin doğruyu söylemez
bu serüvende yüreğin rehberindir
onunsa haritasını yağmalanmış adım
yüreğin beni söylemez haklıdır söylemese
geçkin küflü bir gülüşüm
çürümeye üşüşmüşüm
genç ömrümü ardımda bırakırken izdüşümüm
nerden baksan uçurumum intiharına
beni yeniden ayrılıkla sınama
kan düşürme benden ilk baharına
konuşur muyum bütün bunları
sesime doğrulan gözlerine ?
yalanım yok konuşurum
sonrada avuçgarına ellerim yerine yüzümle sokulurum
leblerimle bahar iklimine açmış
nar çiçeklerine dökülürüm
öperim öpersin, öperim ve
dağılırım nar gibi tane tane
patlarım dudaklarında nar içi
pekişiriz...
çığlığımı sustururum
serseridir serim
serüvenci kalbim
hiçliktir kalıbım
sende yaşayacaksam kalan ömrümü
buna deneyimimle mutlayacağıma seni
derinlediğim kalıbımı basarım
ikliminin yasağı birim
dersen ki yasaklardaki tadımsın
sende ölmek için dirilirim
ömrün portesine nota olur dizilirim
yaşamayı iyi bilirim!

Tunay Bozyiğit Seyduna
Kayıt Tarihi : 20.5.2019 03:18:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Tunay Bozyiğit Seyduna