AVRUPA ŞİİRLERİ

AVRUPA ŞİİRLERİ

Sevinç Kavuk

Uygarlıklar topraklarındır, insanlar gibi göç etmezler. Göktürk-Oğuztürk-Atatürk ilke ve ülküsü, yurtta ve cihanda barış ve bu topraklarda uygarlık yaşayacak, yaşatacak, yaşatılacak…

Bugün Türkiye’de yeni bir toplum oluşmuş olduğuna, kuşkusuz Demirel iktidarından önce de vardı, ama benim izleyebildiğim zaman açımı olarak bu kadar geriye bakıyorum sadece; toplumsal ve bireysel daha hakkaniyetli tutumların önü, hep bu torpillerin yarattığı sancılarla tıkatılmıştır, alıştıra alıştıra… ve yine mağduriyeti daha şiddetli ve etkili kullanabilmeye o kadar yıllar hazırlığı yapılmıştır…sanılmasın ki, susuzluğu bu amaçlara kullanmayacaklar… her ülke de kullanacak bu fırsatı, kendi çıkarına …susuzluk tifüs, kolera gibi salgın hastalığı acımasızca beraberinde getirir… mayınlar tek yönlü döşenmezdi elbette, amacın çokluğu oranında hazırlanır önceden…yıllar önceden…bakteriyle savaşı tetikleyenler de var zaten güçlü ülkelerin kiminde ve birilerince… bir ülke, bugün ve yarını kurtaran bir başarıyla, öbür gün ölmeye mahkumdur… on bile değil, yüz yıl sonrayı hatta bugün planlayabilmeye yetenekli olmalı…

Gizli güç varlığı, sahte görüntüyü yaratır… teknoloji veya Ufo gibi bilgilerin gizli tutulmasına özen gösterilir… halk nasıl anlar endişesiyle bu gizi sır etmek rahat bir çözümdür mutlak… bunu, mitoloji ve tarihi kanıtlarla, incelenen kalıntılarda açıklanan konumlarla anlamak mümkün... mevcut teknoloji mevcut sistemi de değiştirir hiç şüphesiz… az bilen, çok bilen, az güzel, çok güzel gibi genel bilgisiyle yüzleşebilmeye, düşünsel olarak sesli düşünmeye alışmalı insan… bir bilgiyi zamanlı anlatmak iyiymiş… sık sık gizli ajanlık, askeriye çalışmalarından okunabiliyor…halbuki bilgi düzeyi yüksek, sesli düşünmeye alışık bir toplum, bir topluluk olarak, zamanlı anlatımda beklemeye alınmadan faydalanabilenlerdir… faydalanmak isteği ayrıcalıklı bir özelliktir… işleyen, yani uygulanan sistemde eğitimli ve kararlı duruşun sağlıklı neticeleriyle kazanılır… dışlanan, sömürülen bir ülke, bir toplum, bir topluluk olmaktan kurtulmaya emek verilmeli… dua da edilir, daha içtenlikle…

Doğa da acımasızca kanatıldı, o da kanayışını acımasızca serecek önümüze… hem dua, hem çare için bilgilenmeyi öğrenebiliriz…
..

Devamını Oku
Ahmet Kemal

MAYIS AYININ BİZE ANLATTIKLARI 1

1 MAYIS İŞÇİ BAYRAMI

Mayıs ayı oldukça renkli bir ay. Önce 1 Mayıs işçi bayramı. Bu bayram kapitalizmin alabildiğine ezdiği işçiyi bir günle mutlu etme hayalinden biri. Boş bir hayal aslında. Su yerine serap. Gerçek yerine aldanış.
İşçinin hakkını vermeyen, onu alabildiğine ezmek için bütün imkanları kullanan kapitalizm onun ağzına bir parmak bal sürüyor. İşçinin hakkını vermek yerine onu sahte bir emzikle avutmanın adı.
365 gün ensesinde boza pişirdiğimiz işçi bir gün bayram etse ne olur. Kapitalizmin ağa babaları bunu onlara çok mu görecek ne dersiniz? Her gün kapının önüne konulmak tehlikesiyle karşı stres içinde yaşayan işçi bir gün stres atsa ne olur. Kıyamet mi kopar, dünya mı batar? Ama gel gör ki bu bayram daha çok kötü niyetlilerin kirli emelleri için bir fırsat mı bağışlıyor? Geçmişteki feci olayları hatırlayınca her 1 Mayıs’ta yeniden tekrarlanacağını düşünerek moral bozukluğu yaşamak bu bayrama tuz biber ekiyorsa da olsun. Bayramımız bayram olsun.
..

Devamını Oku
Refah Torlak

“ ZİNANIN YENİ ADI “
(Akrostiş Hicviye)


Kaderimizdir bu bizim, bağımlılık, bahtsızlık
Aman A.B.’yi kırmayın, son bulsun rahatsızlık
Ne yar ne ser misali, ne Avrupa ne inançsızlık
..

Devamını Oku
Selma Güneş

----------------------------------------

Yıllardır pkk terörü ile yaşıyoruz. Sabrın son noktalarına geldik.Hepimizin yüreği yanıyor. Bu güzel vatan topraklarında,kardeşce yaşamak varken, kandırılan,eline silah vererek ailesinden uzaklaştırılan, tarihimiz de dedelerimizin omuz omuza bu toprakları savunduğnu anlayamayan dağa çıkıp eşkiyalık yapmaya kalkanlar,bunu fırsat bilenlerin ekmeğine yağ sürdüler. Yıllarca kaynaşmış akraba olmuş insanları çeşitli oyunlarla birbirine kırdıranların esas amacı bellidir. Türkiye gibi Asya ve Avrupa geçiş noktsında ki bir ülkeyi ele geçirmek.
Toplumlar içten kaosa sürüklenerek daha kolay çökertilir. Buna alet olanlar şu anda gerçekleri görmeye,anlamaya başlamışlardır. Bu hatadan dönmek için hala vakit vardır. Aynı topraklar da yaşayan insanlar,birbirlerine ölüm kusamaz. Komşu komşuya düşman gözü ile bakamaz.Bu olmamalı, bunlar yaşanmamalı. Bu vahşet durmalı, kan bitmeli.
Öyle acılar yaşanıyor, öyle isyanlar körükleniyor ki, iç savaşa sürüklenmek an meselesidir.
Yazık olur...Hepimize yazık olur. Sağduyulu olalım. Memleketimiz üzerinde entrikalarını gerçekleştirme fırsatını vermeyelim. Sorun Türk,Kürt sorunu değildir. Akrabalarımız, arkadaşlarımız,dostlarımız arasında farklı kökenden gelenler yok mu.Birbirimizi linç mi edeceğiz. Ordumuzun mehmetçikleri bir mozaiktir. Bu yurdun her köşesinden askere gelir, vatan topraklarını korumayı, gerektiğinde ülkemizin bütünlüğüne gelecek tehlikelere karşı koymayı öğrenir. Ve uygular.Kimsenin toprağında gözü olmaz.Vatan toprağı birlik demektir.
Namus demektir. Aile demektir.Bu erdemlerden vazgeçilebilir mi. Herkesin aklını başına toplaması,kışkırtmalara gelmemesi lazım. Bu fırsatı vermeyelim dostlar. Gelecek nesillere utanç dolu bir tarih bırakmayalım. Bu kanı durduralım. Yeter kardeşin kardeşi öldürdüğü.
..

Devamını Oku
Sabit İnce

Avrupa hayrına üç beş serseri
Var diye üzülme Eyyubi Gardaş
Bu milletin kalsa bir tek neferi
Bayrağı indirtmez Eyyubi Gardaş

Gençliğim sımsıkı sarılmış hakka
İman kalesini koruyor gardaş
..

Devamını Oku
Işık German Ersoy

Bizler
Hep
Avrupa
İçin
Yaşıyoruz
Ama
Avrupalılar
..

Devamını Oku
Hidayet Doğan Osmanoğlu

Avrupa,örnek aldığımız kıta,
Yaşlı kıta,gittikçe yaşlanmakta,
Dokuz milyon köpek var Fransada,
Çocuklar terkedilmiş,hepsi yuvada.



..

Devamını Oku
Dursun Elmas

Sanki daha yeni bir şey olmuş gibi; ”boykot edelim, almayalım,yakalım,yıkalım “diye palavra sıkmaya çoktan başladık.Artık daha birkaç gün eylemler yapılır; Fransız bayrakları yakılır, Fransız parfümleri sokağa dökülür, sloganlar atılır “KAHROLSUN FRANSA” diye. Aradan bir hafta on gün geçsin de gör saman alevi gibi söner gider tepkilerimiz.

Uzun menzilli devlet politikalarımız olmadığı müddetçe de bu musibetler devam ede gelir.Halbuki; ” bir musibet bin nasihattir” iken, maalesef bize bin musibet bile tesir etmemektedir.Çağlar ötesine yönelik ÜLKÜLERİMİZ olmadığı içindir ki,hep atlama tahtası gibi kullanılırız.

Atatürk’ten sonra Türk dış politikasını hep gayri Türk unsurlar belirlemişlerdir.Haklı olduğu halde hep haksız duruma düşürülmeye çalışılan Türk devletini yönetenler ne zaman;
“TÜRK’ÜN DOSTU YİNE ’TÜRKTÜR.”Maalesef Türk’ün ananevi dostu yoktur…” diyen bir Gazi Mustafa Kemal gibi düşünebileceklerdir.

..

Devamını Oku
Ümüt Güngör

Beş yıldızlı otelden farkı yok kaldığının,
Bakmayın itlerinin eyleme daldığından,
Polisimin üstüne taşları saldığından,
Polisime vur emri ne zaman verilecek.

Avrupa avrupa diye uçup gidiyorlar,
Polise birşey olsa görmezden geliyorlar,
..

Devamını Oku
Mehmet Çoban

Yol (02 - Batıya doğru…)

Batı dün Avrupa idi
Bu gün Amerika eklendi

Geçmişte batıcılık/batıcı olmak
Avrupalı gibi düşünmek/olmak
..

Devamını Oku
Ali Durmaz

mehmetciğim, göz bebeğim,askerim
tankla topla garibanı ezmeyin
özel harekatımı,polisimi karşınızda izleyin
jetlerimi havalarda süzmeyin

Helikopter gitmiş özel harekatı vurur
yokmu sende hiç vicdan ve gurur
..

Devamını Oku
Adnan Şahin

Birazda söz edelim bilimden
Yahut ta ilimden
Vaz geçtim
Enson seyirettiğim filimden
Birkaç söz söylemek istiyom

Ab diye başlıyor senaryo
..

Devamını Oku
Mehmet Yücel

Sen daha görmedin gerçekleri.
Yoksulluk kelepçesi var.
Tutkumuz var,geçmişimize.
Vız gelir ötesi bize.
Yaralarımızı saracak çok şeyimiz var;
ne Amerikan yardımı,silahı,maşası;
ne avrupa kasası.
..

Devamını Oku
Nurten Aktaş

YİNE HAYAT DÜĞÜMLENDİ BOĞAZIMA
yada ENGELLİYE OY ENGELİ


Oyumu kullanmam işkence gibiydi. Tekerlekli sandalyemle bir kat yukarı çıkarıldım. Bu adaletsizliktir. Yirmibirinci yüzyılda çağdaş Atatürk cumhuriyetime yakışmayan yüz karası bir tutum. Hani nerede benim seçme-seçilme yani taleb etme-edilme hakkım. Bu durumda engellisine sahip çıkan, demokratik bir toplumdan söz etmek mümkün mü? Yoksa önce haklarımızı gasp edip, sonra gasp edilen haklarımızı geri teslim edilmesinin adına “pozitif ayrımcılık diyerek, “ hamasiyet politikası yapanlar; şimdi nerdesiniz? Oysa bizler pozitif ayrımcılık değil, yalnızca en temel anayasal haklarımızı kullanırken; sadece eşitlik istiyoruz: EŞİTLİK! Hepsi bu.

Çok şey mi istiyoruz? Asla hayır. Çünkü cumhuriyet devrimleriyle yasalaşan “seçme ve seçilme hakkının” Fransa gibi birçok çağdaş Avrupa ülkelerinden önce kadınlarımıza tanınmasının önemini kim görmezden gelebilir? Atatürk 30 Mart 1923' de Vakit Gazetesi' nde yayınlanan bir beyanatında; 'İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki yarısı göklere yükselebilsin? ' der. Öyleyse çağımızda engellinin seçme ve seçilme hakkın gözetmemek hangi vicdana sığar? Böyle bir ulusun çağdaş ve evrensel insan haklarına saygılı olabileceği düşünülebilinir mi? Bu cumhuriyetimin kendi varoluş yasalarını yıkın bir aykırılık değil de nedir?
..

Devamını Oku
Eylül Gökdemir

İstanbul iki yaka
Biri Asya diğeri Avrupa
Aynı şehirde olsak da
Birimiz bir uçta
Diğeri yakın hududa

Nasip değilmiş seni görmek
..

Devamını Oku
İsa Yazıcı

Genellikle dostu
Engels'le ortaklaşa
Hazırlanılındığı söylenilense de,
'Komünist Manifestosu'
Asılında Karl Marx
Taranılıfından yazılındı.
Siyasal propaganda örneğinin
..

Devamını Oku
Hasan Sancak

Reklam Yazarı Şair Hasan Sancak Suat Kılıçtan Destek İstedi! ..

Reklam Yazarı Şair Hasan Sancak:
COCA COLA’YI SUAT KILIÇ’A ŞİKAYET ETTİ! ..


Samsun’un Alaçam ilçesinde çok ilginç bir olay gerçekleşti. Ak Parti Alaçam İlçe Başkanlığına gelerek, vatandaşlarla sohbet eden Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç ile Reklam Yazarı, Şair Hasan Sancak (56) arasında ilginç diyaloglar yaşandı.
..

Devamını Oku
İsa Yazıcı

Yunanlı tarihçiydi.
Çok seyahat edilindi
Ve deneyinilimlerini yazmak istenilindi.
'Dünya Turu'
Adlı eserineli,
Özellikle haritasıyla
Önem taşınılır.
..

Devamını Oku
İsa Yazıcı

Amerinilikalı hikaye yazanıları
Henry James'e
Psikolojik romanın
Ustası gözüyle bakınılır.
20. yy edebiyatı
Üzerinde büyünülük
Edilinkisi olunulundu.
..

Devamını Oku
Bayram Kaya

Sokrat; "tek bildiğim şey hiç bir şey bilmediğimdir" diyordu demesine de; biz insanı kâmil denen bir şeyi biliyorduk. Elin gavuru varsın insanı kâmili aransın dursundu(!) Biz tüm yetkinliğe kavuşmuştuk.

Bizde ise erdem iki şekilde gerçekleşiyordu. Birçoklarının “insanı kâmil” davranışlarını örnek alarak itaat etmek ve itaati olanın, susması idi. Yani; birinci olarak insanı kâmili hedeflemek; ikinci olaraktan da itaat etmek ve susmaktı. Bu kadardı. Akıl yerli yerinde duracaktı, biz de bir muti olarak, olgun insan olacaktık! İşte geri kalmanın ve gerileşmenin temelindeki prangalardan birisidir bu aşılanış.

Sanki evrende belli bir standartlardan sapmayan bir doğru vardı. Birileri de akla karayı seçerek, bu doğruyu bulmuştu. Bizler de bu doğru olan standardı uyguluyorduk! Oysa doğru ve standartlarınız göreceydi. Ve görece ilişkileri içinde oluşla kesikli (sınırlı-gelip geçici) ve yeni inşalarla sürekliydiler.

Yani bu mantığın zorunlu sonucu şudur. Siz davranmayarak, söyleneni uygulayarak, insanı kâmil olacaktınız. Gerçekte ise nasıl davranacağınızı o yola dek zorunlu olan işlev ve yöntemler belirliyordu. Siz uygulamayı ancak öğreniyordunuz. Ne var ki yinelenir davranışlarla da siz, bir önceki öğrenme tutumunuzu tekrarlıyordunuz. Bunun da garantisi yoktu. Bu hal de sürekli doğruları desteklemiyordu.
..

Devamını Oku