Ta Bin dokuz yüz altmış üç yılından bu yana
Ortaklık umuduyla oturduk kucağına
Bilimin ışığıyla aydınlandı yüzümüz
Batıdan başka yöne bakmaz oldu gözümüz
İmrendik sanatına, kıskandık tekniğini
Sense biz yaklaştıkça naza çektin kendini
Kale gibi dururken gümrükteki kapılar
Gözüne girmek için açtık ardına kadar
Türlü türlü şart koşup hep oyaladın bizi
Hiç vermeden hep aldın, kestin nefesimizi
Çapkın çapkın göz kırpıp ister gibi göründün
Tam kucaklaşacakken gülüp sırtını döndün
Milyarlık ödünlere tek kuruş ödemedin
Gümrük kıyağı için "Sağol" bile demedin
Dinsel ayrım yüzünden kuşkuyla baktın bize
İnanmadın bir türlü, seni sevdiğimize
Sıyrılmaya başladın temel değerlerinden
Bilimin ışığından, sanatın erdeminden
Ermeni'yi kullandın Sevr'i hortlatmak için
Dün karar alıp "Türkler soykırım yaptı" dedin
İki büyük mahkeme Türk'ü haklı bulurken
"Soykırımcı" demeye utanmıyor musun sen?
Bu hukuk dışı karar tarihte yer alacak
Kara bir leke gibi hep alnında kalacak
Tırmalıyor kulağı, bam teli koptu sazın
Çekilmez oldu artık kaprise dönen nazın
İki yüzlü bıçağın derimizi yüzmeden
Bir an bile durmayıp kurtulmalıyız senden
Zaten yakın zamanda belanı bulacaksın
Çatırdayan çatının altında kalacaksın
19 / 04 / 2015
Niyazi ÇetinKayıt Tarihi : 23.1.2016 19:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!