Avcumda Birikti Ölüler... Petrol Oldu... ...

Çiğdem Demircan
48

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Avcumda Birikti Ölüler... Petrol Oldu... Duy Amerika!

Biz kim miyiz?
Belki artık şaşırmaktan yorulmuş, bu yüzden de kendimize küsmüş, yapmaktan çok yapamadıklarına bahaneler arayan insanlarız… Hep küskünleri oynamışız hep geriye dönmeyi düşlemişiz tarihin sürekli akan ırmağında, hep arkamızı dönmüşüz aydınlığa ve ya aynı yöne baktığımız insanların gözünün üstünde kaş aramışız ya da ardımızdakileri kirletmişiz ayaklarımızdan sıçrattığımız çamurlarla ya da ezmişiz insanları bir böcek gibi aynı ayaklarla, yetmeyince tanklarla, silahlarla…

Her dönemde insan olmak ne kadar basite indirgenmiş ya da insan olma hakkını almak…

Yağmalamak meşru bir hak mı ellerimizde? ! ...
Ve Amerika yağmalama hakkını elinde bulunduran ülkelerden biri ve yağma deyince ilk akla gelen emperyalist ülke her nedense(!) . Ve Amerika’da Grand Canyon’un kızıl kayaları artık öksüz, tıpkı bugün Irak’ta yakılan ağıtları dinleyen yıkıntılar gibi…

Yağma, Amerika kıtasının 1492'de Colomb tarafından keşfedilmesiyle başlar. İngilizler, İspanyollar, Portekizliler ve Hollandalılar başta olmak üzere Avrupa’dan çeşitli denizci uluslar, kıtanın zenginliklerini yağmalamak üzere yola çıkmakta hiç gecikmez, bu yağmacı zihniyet kıtanın barış çubuğuyla ünlenmiş yerlileri üzerinde büyük bir katliama başlar ve bu yağmada 70 milyonun üzerinde Kızılderili yok edilir. Meksika'daki Aztekler ve Peru'daki İnkalar başta olmak üzere birçok yerli kabile Avrupalıların egemenliği altına girer, topraklarını ve özgürlüklerini kaybederler, kıtanın asıl sahiplerinden geriye kalan çok az sayıda yerli ise bugün “Kızılderililer için ayrılmış araziler” olarak bilinen tellerle çevrili küçük alanlarda yaşamaya ve bizon derisinden yapılan çadırlar yerine, teneke barakalarda, karavanlarda yaşamaya mahkum edilir.

Ve başını çoğu zaman Amerika’nın çektiği yağmalar ve yıkımlar devam eder…

Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan bombayla, 400 binden fazla insan yok olur, bombayı atan havacı Robert Lewis’e göre adı, “Aman tanrım biz ne yaptık? ”, “yok oluşu denedik” olur. Vietnam’da bölgenin kaynaklarından yararlanmak için ABD’de yaşayan bir Vietnamlı olan Ngo Ding Diem Vietnam’a getirilir ve ülkenin lideri olarak atanır, güney Vietnam’da yeni bir devlet yaratılır, yetinilmez ve Kuzey Vietnam’a bombalar yağdırılır, adı terör olur, utanç olur… Küba’da ABD destekli diktatör Batista’yı devirerek sosyalist bir ülke yaratan Küba’ya saldırılır, ambargo uygulanır adı demokrasi savunuculuğu(!) olur. 1993'te Somali işgal edilir adı utanmazca 'umut operasyonu' konur. Güney Amerika’da, Afrika’da adı sömürü olur, vahşet olur, kan olur… Kan akar Amerika’dan oluk oluk… Adı, kırmızıya boyanan ülkelere “demokrasi götürmek(!) ” olur…

Dinmez açlığı USA’nın, Ortadoğu’ya diker gözlerini, Amerika petrol kokar buram buram… Afganistan’da Usame Bin Ladin aranır yıkılan her bir taşın altında. Filistin’de kapkara bir buluttur İsrail, yağan ölüm Amerika’dan “Terör’e karşı savaşan haklı bir ulus” olarak görünür. Ve Irak… Ve Irak’ta Amerika’nın getirdiği özgürlük(!) gözyaşı olur… Saddam’ın canlı silahları gömülür toprağa, çocuk silahları, genç-yaşlı bombaları gömülür toprağa imha edildikten sonra! Hepimizin gözyaşı akar toprağına Irak’ın, petrol olur yağmalasın diye yüce baba… Ve birkaç yüzyılda 600 milyondan fazla insanın katili olur Amerika…

İsim alabilmek için vahşi hayvan avına çıkan cesur bir Kızılderili gençle, topraklarına saldıran yankilerle savaşan Comanche’li bir kız çocuğunu birbirinden ayıramıyorum. Akıllarımıza kazınan, tanklara sapanıyla taş atan Filistinli çocuk ile, bombardımandan sonra yıkıntılar arasından insanlarını arayan Iraklı bir kız çocuğunu birbirinden ayıramıyorum. 17. yüzyıl Amerikasıyla 21. yüzyıl Amerikasını birbirinden ayıramıyorum.

Ve Nazım’ın dizeleri giriyor aklıma.
Krematoryum, krematoryum, krematoryum….

Ve Irak’taki kız çocuğunun ve Kızılderili gencin ellerinden öpüyorum…

Ve yine Nazım ustanın dizeleriyle susuyorum…

“Tahta, beton, teneke, toprak damlarımızla iki milyardan artığız
Kadın, erkek, çoluk, çocuk.
Ekmek hepimize yetmiyor,
Kitap ta yetmiyor,
Ama keder
Dilediğin kadar,
Yorgunluk da göz alabildiğine.
Hürriyet hepimize yetmiyor.
Hürriyet hepimize yetebilir
Ve sevda kederi,
Hastalık kederi,
Ayrılık kederi,
Kocalmak kederinden gayrısı ağmayabilir eşiğimizi.
Kitap hepimize yetebilir.
Ormanlarınki kadar uzun olabilir ömrümüz.
Yeter ki bırakmayalım
Yaşanmamış günlerimiz yok olması çocukların
Avuçlarıyla birlikte,
Boşluğun karanlığına çıkmasın negatif resimcikler,
Yeter ki ekmek ve hürriyet yolunda dövüşebilmek için
Yaşayabilelim.”

15 Şubat 2005

Çiğdem Demircan
Kayıt Tarihi : 1.6.2005 15:20:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Muammer Çelik
    Muammer Çelik

    Uygun adim yuruyor ölüler,
    neft kuyularina bire birer...

    gercekten cok etkilendim, dost.. yureginze saglik

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Çiğdem Demircan