Bağlamışsın bir faniye özünü
Boşuna avare gezersin gönül
Topraklar doldurur ela gözünü
Dünya malı için azarsın gönül
İbrahim bıraktı tacı sarayı
Sardı teslim olup azgın yarayı
Beyazları çıkar giyin karayı
Kendi mezarını kazarsın gönül
Nerden geldin nere varacak yolun
Kıymeti olur mu taatsız kulun
Benlik kisvesinden boşal da soyun
Yoksa şeytanlara pazarsın gönül
Derman ara derdin dağları aşmış
Ucup ile kibrin çağlayıp coşmuş
Sonradan anlarsın emelin boşmuş
Nedamet hissiyle kızarsın gönül
Bir ehli kamilin kapısını çal
Varlığından geçip hiçliğinde kal
Ol tabip alaya bir arzuhal sal
Boşa karalayıp yazarsın gönül
Bülbül bile bulmuş bağbanı gülü
Her seher açarken uyurmuş ölü
Mecnun Leyla için dolaşmış çölü
Sen aşık olmaktan bizarsın gönül
Koy artık yoluna kurban et başı
Kan çanağı gözden dökelim yaşı
Bulunmaz Nebi’nin cihanda eşi
Niye ümmetlikten bezersin gönül
Hilkati seyyitler,güller aşkına
Otursun sultanlar gönül köşküne
Yarap yardım eyle garip düşküne
Karıncayı görmez ezersin gönül
Kayıt Tarihi : 10.3.2009 11:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)