AuRA Şiiri - Yorumlar

Hımmm... Eh ağıtların dili çözülmüş, aura net görünmüş ise, olumsuzdan olumlu doğabilir... Saygılar

Yapılanın yanında kalmayacağı bir sahnedir, zaman. Gün gelecek, ak- kara her şey ortaya mutlaka dökülecek. Şimdi gurur duyulan işler, o gün mutlaka utanılacak değerlere dönüşecektir. Kutluyorum.

Aydınlığı işlerine gelmediği için hiçe sayanlar, bir gün bakıyorsunuz yere göğe sığdıramazlarken yarın yerden yere vurabiliyorlar...Tarih en iyi hesap sorucu olduğuna göre, bekleyip göreceğiz...Üstadım yüreğinize, emeğinize, aydın kaleminize alkışlarımı yolluyorum...Saygılar...

Gerçekleri dile getiren, duyarlı yüreğinizi ve kaleminizi kutluyorum. .+.+. Saygı ve sevgi ile kalın.

Hikmet YURDAER

O defterler tarihe utanç tablosu olarak kazındı nasıl yırtılır? Gün gelecek o defterlerde yazılanların hesabı sorulacak sayfalar tek tek teraziye konacaktır...
Bu kadar pişkinliğin yaşanacağını hiçbir devlet erkanından göremeyeceğimiz kızıllıkların üstünün örtülme çabaları...
Şiir bu günün yarınki yansımalarıydı, bir aydın gözüyle uyarısıydı, ikazıydı... Acısını içinde hissetmesiydi...
Kutluyorum Necdet Bey Dostum...Saygımla...

Çok güzel bir ayna bu şiiriniz şairim. O kadar güzel gösteriyor ki her şeyi, görebilene.
Çok çok güzel, kutluyorum.

Keşke olumlu anlamda kullanılabilseydi 'AuRA...' Keşke çağdaşlığın, aydınlığın, toplumcu bir ayağa kalkışın güç veren, onur veren, bütün toplumu saran etkisi yayılsaydı etrafa... İçine girebilseydik, bizi de katsaydı önüne, heyecanla 'özgürlük şarkıları' söyleyebilseydik, keşke...
Oysa bu 'aura' çok başka... 'Pis kokular', iğrenç görüntüler yayıyor etrafa... Herkes şaşkın, 'bu kadar da olur mu' telaşında...
O defterler artık 'ancak hesabı görüldükten sonra' kapanır... Kendi muhasebelerine düşkün olanlar, bir ulusun 'emdiklerini kanından' sorumludurlar!
İçler acısı halimizin 'etkin bir anlatımıydı' şiir... Yetkin dostumu içtenlikle kutlarım...

Geçmişte ahkam kesenler şimdi nasıl kaçıp kurtulacaklarının peşindeler.....Üstelik zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışarak..Tarih mutlaka hesap soracaktır...Buna inanıyorum...
Belki biraz uzun olacak ama okuduğum bir yazıyı eklemek istiyorum kaleminize ve yüreğinize sevgi ve saygıyla diyerek Necdet Hocam, değerli öğretmenim...
Yrd. Doç. Dr. İbrahim Baykan

Zamanın hükümdarı bakmış ki; hazinede paralar azalıyor gelir yaratmak için vezirini çağırmış ve bu konuda fikrini almış.

Vezir de hükümdara: Hükümdarım; halk büyük köprümüzden mecburen geçmekte biz de her geçene bilet keselim kısmen de olsa gelirimizi arttırır ve vergimizi de dolaylı olarak almış oluruz demiş. Bu fikir Hükümdarın da aklına yatmış ve köprünün bir başına bir adam görevlendirmişler ve gelenden geçenden geçiş ücreti almaya başlamış.

Bir zaman sonra hükümdar vezirini çağırmış ve bu uygulamanın nasıl gittiğini halkın tepkisinin olup olmadığını sormuş. Vezir: Valla hükümdarım halkımız gayet mutlu görünüyor; hallerinde hiçbir değişikli yok demiş. Hükümdar da iyi öyleyse köprünün çıkışına da bir adam koyun çıkışta da bilet kesin demiş. Vezir: Emriniz olur efendim demiş ve halktan köprü çıkışında da bilet kesmeye başlanmış ve ülke hazinesi küpleri de dolmaya başlamış.

Hükümdar bakmış gelir güzel ama halkın tepki verip vermediğini merak etmiş ve vezirini yine makamına çağırıp; halkın bu uygulamadan memnun olup olmadığını sormuş. Hükümdar tekrar halkın mutlu olduğunu söyledikten sonra köprünün ortasına da bir görevli koyup bilet kesilmesini emretmiş. Vezir bu uygulamayı da gerçekleştirmiş ve böylece halk köprüden geçerken üç ayrı nokta da bilet ödeyerek geçmeye başlamış.

Bu uygulamadan pek memnun olan hükümdar halkını toplamış ve bu uygulamadan memnun olup olmadıklarını ve bu konuda bir görüşlerinin bulunup bulunmadığını bizzat kendisi sorup emin olmak istemiş. Halktan gelen tek istek soru ise: Kudretli ve yüce hükümdarımız; sabah ve akşamları işe gidip gelirken çok sıra bekliyoruz bu yüzden evimize ve işimize geç kalıyoruz ne olur ortaya koyduğunuz biletçi sayısını artırın da çok beklemeyelim demiş. İşte toplum bu…

Daha dün değer verip yere göğe sığdıramadıklarını bu gün hain ilan edenler, çıkarları uğruna önüne çıkan tüm engelleri devirirler.Bilmem nefesleri nereye kadar yeter?...

Gel de anımsama şimdi:

Ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
— demeğe de dilim varmıyor ama —
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!

Işıklar içinde yatsın Nazım Usta... Sizin de kaleminize, yüreğinize sağlık öğretmenim... Hep birlikte aydınlık yarınların şiirlerine diyorum. Sevgimle...

Usta kaleminiz duyguları en güzel sözcüklerle anlatmış yine, selam ve saygımla ..