Bir sonbahar sabahı, düştü o yaprak
O olgun yaprağı, özüne kattı be toprak
Ağlayan gözlerden dökülsün yaşlar bırak
“An geldi, Attila İlhan öldü” dediler
Aşiyan yollarında, döndü o aslına
İrşat oldu her an, ışık oldu nesline
Bilinç yansımıştı onun gül cemaline
Ahu figan eyledim, candan dost dediler
Büyük üstattı, ışıktı, Attila İlhan
O her zaman insanlara, olmuştu ilham
Toplum damarında dolaşan temizce kan
Yaşamda ki görevini yaptı dediler
Bir kavga adamıydı, vermedi hiç ödün
Yeşertecek fidanları sonsuzca gömün
Derya kadar sevgi taşırdı, nazik gönlün
O bir karıncayı bile ezmez dediler
Bir bilgeydi o; boyu kadar kitapları
Ne güzel anlatmıştı, hazzı sevdaları
Hiçbir şeye değişmezdi, o vatanını
Kendi ülkesinin aydınıydı dediler
Duygulara yer vermezdi, akıl doluydu
Onun yolu insanlığın gerçek yoluydu
Atatürk ile bilinci, dolu doluydu
Emperyalizme karşı durmuştu dediler
Duruşu çelebi, filozof, bir şairdi
Söylediği her şeyler yaşama dairdi
Kabına sığmayan ve akan bir nehirdi
Hele gir dünyasına, deryadır dediler
Ölmedi özü, sonsuzluğa aktı tini
Kalplerinde yaşatacak, onu seveni
Var eder gelen gideni, giden geleni
Evrenin temel yasası budur dediler
İhanet etmedi, asla kendi halkına
Uygun yaşadı her zaman bilin aslına
Kızardı kibirli ve kompleksli aydına
Adam gibi bir adamdı, bilge dediler
Zamanım, mekanım değişir ve dönüşür
Devinir her şey, ölen doğar, doğan ölür
Hakikat şehrine girenler bunu bilir
Bilenin dili, gerçeği söyler dediler
12.10.2005
Süleyman ZamanKayıt Tarihi : 12.10.2005 11:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)