.........bir kadını ağlatırken çok dikkat edin
çünkü Allah onun gözyaşlarını sayar
kadın; erkeğin kaburgasından yaratıldı
ayaklarından yaratılmadı, öyle olsaydı ezilirdi
üstün olsun diye başından da yaratılmadı
ama göğsünden yaratıldı, eşit olsun diye...
kolun biraz altında... korunsun diye!
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
İçim ezilerek okudum..Ne yazık ki her satırı gerçek..İnşaallah yerini bulur...Dünya kadınlar günü kutlu olsun...ELLERİNİZ DERT GÖRMESİN..yüreğinize sağlık çok etkiliydi....Sevgiyle...
Bu şiir bu duygular bu anlam fırtınaları şiir yarışına girse en önde koşar. şiir tutkunlarının şiir ve eserlerini bu şiire yatırıp bahis tutmak lazım. kutluyorum sevgi insani dolu bu siirli dizeleri Sayfamda ve tam puan
Bu ülkede kadın olmak zor zanaat..Yaşam hakkın her an tehdit altında..Bugün kadınlar günüydü ve yine haberlerde kadına şiddeti okuduk böyle bir günde..Demem o ki bir gün bile şiddetsiz geçmiyor..
Kutlarım ,çok güzeldi..
aslında adı Kadın ve erkek denilen kişilerin başa çıkamadığı ,bir bilseler asıl güç kadına saygılı ve sevgili olabilmek , dünya bambaşka bir alem olacak ne kan akacak nede savaş olacak ...
Saygılar Kaleme Yüreğe ...
Gönülden kutlarım kaleminize yüreğinize sağlık
Mesut Özbek
Kroniğinizi ilgiyle okudum.
Tebrik ediyorum.
…// DEĞİNMELER…
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü.
Kadına karşı şiddetin en yaygın olduğu ve muhteşem kahramanların ortaya çıktığı bir yurtta bu özel günü kutluyoruz.
Boşuna değil erkeğin kadına yönelik düşmanlığı… Boşuna öldürülmüyorlar kadınlarımız güpegündüz…Tanımlayamıyoruz ve bu nedenle bir ad koyamıyoruz bu kıyıcılığa.
2015’in ilk 65 gününde 55 kadına kıyılan bir ülkede yaşıyoruz.
Her kadın cinayetinin arkasında bir erkek,erkekler…Her öldürme bir bütünün parçası sanki.Konusu ‘öldürme’olan bir uzun öykü kitabından çok bölünmüş öykücükler…
Her öyküde aynı zamanın/öykünün ‘ayrık’,’başka’ kadın kahramanları anlatılıyor.Sanki her öykünün ardından anlatılma sırasını bekleyen başkaları gelecek diye düşünüyoruz.
Geliyor da…
Bir süre konuşuyoruz ve sonra dışarıda bırakıyoruz adlarını…
Gündelik yaşamın kargaşasından kurtulup soluklanmaya niyetimiz varken ,başka evrenlere konuk olmak isterken hatta kan suyun yüzünde duruyorken Tıpkı kabusların özneleri gibi sürekli değişiyor.
Ayşe ,Fahriye,Semra…diyoruz onlara;Özgecan diyoruz…
Kadına dönük cinayetlere karışanları birbirlerini tanımadan organize olmuş büyük boyutlu bir terör örgütünün üyelerine benzetiyorum ben…
Bu örgüte katılan insanları daha az yargıladığımız/daha hafif cezalarla ödüllendirdiğimiz için daha çok kayıp veriyoruz kadınlarımızla diye düşünüyorum.
Ne günahları var ki kadınlarımızın?
Yanıtını net olarak vermek olası değil.
18.yüzyılın ortasından başlayarak kadınların birey olması için savaş vermiş ,insanlığın iyiliği ,evrenimizin daha yaşanılacak bir yer olması için savaşmış kadın portrelerini anımsıyorum.Genellikle statükoyu kabul etmemiş ,her biri kurallara ve kalıplara kendi biçeminde karşı çıkmış kadınları…
Mary Wollstonecraft’ı,Rosa Luxemburg’u,Wirginia Woolf’u,Simone de Beauvoir’i…Türkan Saylan’ı …anımsıyorum.
Fotoğrafları ileriye hareket ettirirken binlerce kadın katılıyor bu isimlerin arasına.
Ama bozuk para gibi öldürülerek belleklerimizde adları silikleşen sayıları on binleri,milyonları bulan kadınlarımız da var.
Önce ben ,diyen erkek/egemen anlayışı bu topraklardan söküp atılmadıkça,vahşi kapitalizmin dönen çarkları kırılmadıkça kadını bir ‘obje’ olarak gören anlayış mahkum edilmedikçe kadına yönelik şiddet ve kıyım bizim gerçeğimiz olmayı sürdürecektir.
Kendi hayallerindeki bir düzeni bu topraklarda inşa etmek isteyen mühendislerin dümen suyuna giren kadınlarımız da ne yazık ki azımsanmayacak değin çok olduklarını da yadsıyamıyoruz.
Bu düşünceler ışığında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum tüm kadınlarımızın…
'...Hak ettiği değer verilse de bu gün ne fark eder bir yılda bir gün sadece yirmidört saat eder.' diye bitirmiştim ben de bir şiirimi yine böyle bir dünya kadınlar günüydü yalnız o zamanlar bu kadar şiddet cinayet haberleri duymuyorduk şimdilerde gün geçmiyor her gün yenileri ekleniyor. İnsan onur ve haysiyetine yakışan bir düyayaya özlem ve beraberinde şiddetin yozluğun son bulduğu gelecek yıllar olması dileğimle... Dünya kadınlar günü kutlu olsun...yüreğinize sağlık çok etkili dizelerdi....
Güçlü güçsüzü ezer doğanın kanunu bu. Oysa; erkeğe verilen güç, kadına destek olsun diye verildi yaradan tarafından. Ayrıca yıllardır sürüp gelen tabu, ayıp, günah diye hep bilinç altına atılan cinsellik, kimilerinin içinde bir sapkınlığa yol açarak canavara dönüştürülmekte eğitimsizlik. Zaten saygı- sevgi ayaklar altında günümüz ortamında. Sokak ortasında eşini dövmekten daha ayıp, daha günah olan bir şey var mıdır acaba? mutluluk, saygı- sevgi ve hoşgörü ile gerçekleşir, en çok ihtiyacımız olan bu toplum olarak. Tüm kadınların özel günü kutlu olsun. Tebrikler.
Sevgili Kardeşim, Antolojinin kraliçesi Naime Özeren,
Yerinde ve zamanında ustalıkla kaleme alınmış, Toplumun kendisini sorgulaması gerektiğine işaretle, okunması , üzerinde düşünülmesi ve ders alınması gereken muhteşem bir eser olmuş.
Her zaman seçkin eserlerin altına gururla imzasını atan kardeşimin kudretli kalemi yine beni yanıltmadı.
Tebrik ediyor ve başarınızın devamını diliyorum.
Her şey sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olsun.
Sevgi ve saygılarımla.
Dr. İrfan Yılmaz. BODRUM.
Bu şiir ile ilgili 112 tane yorum bulunmakta