.........bir kadını ağlatırken çok dikkat edin
çünkü Allah onun gözyaşlarını sayar
kadın; erkeğin kaburgasından yaratıldı
ayaklarından yaratılmadı, öyle olsaydı ezilirdi
üstün olsun diye başından da yaratılmadı
ama göğsünden yaratıldı, eşit olsun diye...
kolun biraz altında... korunsun diye!
Dönebilmek o dönüşü olmayan yollardan
Sürekli bir aldanış bir daha bir daha
Hiç bitmeyecek gecelerden bir sabaha
Çikabilmek ve sevmek durmadan usanmadan
Konuşmak konuşmak gözlerle fısıltılarla
Devamını Oku
Sürekli bir aldanış bir daha bir daha
Hiç bitmeyecek gecelerden bir sabaha
Çikabilmek ve sevmek durmadan usanmadan
Konuşmak konuşmak gözlerle fısıltılarla
Erkek-Egemen bir toplumda kadın olmak.Hele Ortadoğuda iseniz.Bu daha da zor.Bu gibi toplumlarda her türlü yaşam hakkı erkeğe ait.Tarihin derinliklerine kadar bakıyoruz,kadın ya bir köle,ya bir seks objesi,ya da erkeğe sunulan bir cinsellik hediyesi.İnsanı en çok üzen taraf bu durumun hala devam ediyor olması.Susmak bilmeyen bu faşist erkeler yüzünden.Kutlamak yerine saygılar sunuyorum öğretmenim.
iyi ki okumuşum.bu vesile ile gününüzü kutluyorum.
Çok etkin dizeler../..Kutlarım..
Uçmayı öğrenemeden düştü kuşlarım
Uçanları birer birer vurdular
İnsanlıktan nasibini almamış canavar avcılar….
Yerine koca bir ağıt doldu içime:
“ Atmacayı vurdular, bir avuç kanı için… ”
Ne güzel kaleme almışsınız sayın hocam...yüreğinize sağlık ,saygılarımla :)
ant.de
çok önemli bir konuyu ele alarak o güzel duyarlı yüreğinden kadına şiddeti harıka uslubuyla bizlere sunmuş kadına şiddet uygulayan bütün erkekleri kınıyorum şiir harikaydı sevgi ve saygılarımla yürekten teprik ederim değerli Öğretmenin..ayrıca kadınlar gününüzü içtenlikle kutlarım...
Atmacayı vurdular bir avuç kanı için güzel vede duygulu bir Karadeniz türkümüz bu malumunuz.Yüreğiniz gönlünüz dert görmesin Naime hanımefendi.Öncelikle dinimiz hiçbir zaman vede nedenle Allah hiç bir kuluna can alma yetkisi vermemiştir.Kadınıda kendi emanetinin olduğunu belirtmiştir.İki cihan güneşi Peygamber efendimiz H.Z. Muhammed Mustafa (S.A.V)'de kadınlara işkence ve eziyet edilmemesi konusunda hadisi şerifler vede nasihatler iletmiştir.Bu yüzden hiç kimsenin kadınlara eziyet etme vede canına katetme hakkı yoktur.Mesala evliler içinde geçinemezse mahkeme yolu var onu kullanmalılar kanuna başvurmalılar.
Netice itibari ile kadınlar annedir eştir kardeştir herbir konumdada gerekli saygıyı göstermemiz gerekir.Ne mutlu vatana millete hayırlı evlatlar yetiştiren annelere.
Güzel şiirinizi kutlar saygılar sunarım Naime hanım can gönül dostu sağolun varolun.
anamı, bacımı ve eşimi çok sevdim... hepsi de kadındı, tıpkı diğer kadınlar gibi... dünyanın yaşanır olmasını sağlar kadınlar, önemlidirler... önemsemeyenlere lanet olsun derim ben... yüreğinize sağlık Naime Hanım, bu güzel çığlık için tebrik ediyorum sizi....saygılar!
Güzel Türkçe'niz, zengin sözcük dağarcığınızdan şekil ve anlam bulan kadın olmanın zorluklarını uygun betimlemelerle şiirsel bütünlüğe ulaştıran yüreğinizi ve kaleminizi samimiyetle kutluyorum. Bana okumak fırsatı verdiğiniz için ayrıca teşekkürü borç biliyorum. Saygılarımla...Dinmez ER
Naime hanım öncelikle sosyal bir yaraya parmak basan şiiriniz için sizi kutlarım. Bu vesile ile bir konuya da ben parmak basmak isterim. Kadınlara işkence eden erkekler, öldüren erkekler cinayetin adı Kadın Cinayeti. Burada bile bir haksızlık var. Bu bal gibi erkek cinayeti kadın cinayeti neden deniyor. Hepimiz bu yanlışın içine düşüyoruz. Biz toplum olarak insanımıza, gençlerimize, çocuklarımıza, geleceğimize artık sahip çıkamayan bir toplum olduk. Tüketimin, borcun, yanlışın, şiddetin kucağına itildi insanlar. Görsel ve yazılı medya teknolojik imkanlarla insanımızı daha bozmak, ahlakını yıpratmak adına adeta görev üstlenmiş durumda. Diziler cinayet, şiddet, adam kaçırma, mafya ilişkilerinden geçilmiyor. Böyle bir toplumun gideceği uçurumdan başka bir kıyı yok ne yazık ki! Kutluyorum. Şiiriniz için çok teşekkür ediyorum. Nazım Hikmet'in Kadınlarımız adlı şiirini de ben hediye edeyim; Toprak öyle bitip tükenmez, /dağlar öyle uzakta,
sanki gidenler hiçbir zaman
hiçbir menzile erişemeyecekti.
Kağnılar yürüyordu yekpare meşaleden tekerlekleriyle
Ve onlar
ayın altında dönen ilk tekerlekti.
Ayın altında öküzler
başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi
ufacık kısacıktılar
ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında
ve ayakları altından akan
toprak,
toprak,
ve topraktı.
Gece aydınlık ve sıcak
ve kağnılarda tahta yataklarında
oyu mavi humbaralar çırılçıplaktı.
Ve kadınlar
birbirlerinden gizleyerek
bakıyorlardı ayın altında
geçmiş kafilelerden kalan öküz ve tekerlek ölülerine.
Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız
şimdi ayın altında
kağnıların ve hartuçların peşinde
harman yerine kehriban başlı sap çeker gibi
aynı yürek ferahlığı,
aynı yorgun alışkanlık içindeydiler.
Ve onbeşlik şaraplenin çeliğinde
ince boyunlu çocuklar uyuyordu.
Ve ayın altında kağnılar
yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon`a doğru.
Nazım Hikmet Ran
Onlar, uçmayı öğrenemediler, saten atmaca da olmadılar.
Atmaca olabilselerdi, onlar da öğrenmiş olurdu avlamayı...
Ne göğün mavisine doyabildiler, ne de yuvanın sıcaklığına...
Hem güzel bir şiirdi, hem de günün özelliğine uygun, utanç verici bir yaramızı deşen, vurucu bir mesajdı içeriği.
Kutluyorum Naime hanım,
Teşekkürle, saygı ve sevgiyle efendim,
Ünal Beşkese
Bu şiir ile ilgili 112 tane yorum bulunmakta