Yedi sekiz yaşlarındaydı Mevlüt.Abisi ve cice dediği teyze kızıyla sığır güdüyordu.
Vadinin karşı yamacında çamların eteğindeydiler.Aşağı dere boyunda tarlalar vardı.Bu tarlalar bataklık olduğundan,kurutmak için yamacın alt ibiğinden tarlalara toprak taşınmıştı.Toprak alınan yerde yedi sekiz metre yüksekliğinde bir yar oluşmuştu.
Bu yardan kimse hoplayamaz diye düşündü Mevlüt.Abi ve ablasına baktı.Onlarda atlayamazlardı.Nerden geldiyse aklına;
-Buradan atlayamayan gevur.Dedi.Gevurun ne olduğunu bilmiyordu.Yalnız köyde söz dinlemeyen.hayırsız.güvenilmez kişilere gevur gibi denilir,ayrıca kızdıkları kişilere de 'seni gevur seni,koca gevur ' gibi sözler söylenirdi.
Abi ve ablası dik dik baktılar.Sözü ciddiye aldılar.Zaten onlarda on onbir yaşlarındaydılar.
Önce Fadime abla uçurumun başına gelip dikeldi.Gözleriyle mesafayi ölçtü.Uçurumun neresine atlaması gerektiğini hesapladı.Çok da cesurdu.Bir yerim kırılır mı diye hiç düşünmüyordu.
Mevlüt kendi kendine '-Ah atlayamasa,ah korksada çekilse' diye söylenip dualar ediyordu.Çok korkmuştu.Şİmdi abla ve abisi uçurumdan atlarlarda kendisine 'Geevuur,geevuur ' diye takılmaya başlarlarsa.Babasına şikayet de edemezdi.Çünkü kendisinindi suç.
Derken Fadime ablası atlayıverdi.Uçurumun dibine doğru olan yamaç kısma ayakları değer değmez düşmemek için koşmaya başladı.Bereket hiç bir şey olmamıştı.Sapasağlam ayaktaydı.
Mevlüt abisine kurtarıcı gibi baktı.Sanki 'Ne olur sen bari atlama' der gibiydi.Ama abisi aynı yaşta olduğu teyze kızından kalırmıydı? Bunu sindirebilir miydi? Ne olursa olsun atlayacaktı.
Uçurumun kenarına geldi.Atlamaya niyet etti.Vaz geçti.Bir daha.Bir daha derken o da atladı.Şükürler olsun oda sapasağlamdı.
Mevlüt şok olmuştu.Ağlamaklı gözlerle abi ve ablasına baktı.Onlar anlamazdan geldiler.
-Haydi bakalım.Gevur demesini biliyorsun.Atlada görelim dediler.
Uçurumun başındaydı Mevlüt.Gözleri iyice yaşla dolmuştu.Uçurumun dibini bile göremiyordu.Aklına bu uçurumu alttan toprak alarak oluşturan Kör Nurullah geldi.O yüzden buraya kör yıkığı derlerdi.'Keşke burayı yapmasaydı dedi'.
-Haydi atla bakalım.Seni bekleyip durmayacağız ha!
Mevlüt atlamaya yeltendi.Ama daha boyu kısacıktı.Atlarsa kesinlikle yuvarlanır,bir yanları kırılırdı.Cesaretini tamamen kaybetti.Çaresizlik içinde bütün sesini koyvererek ağlamaya başladı.O kadar yüksek sesle ağlıyordu ki karşı yamaçtaki evde oturan annesi babası sesini duydular.Babası öfke ile;
-Abdurrahman,ne ağlar o çocuk.Varacağım şimdi yanınıza!
Oh! KUrtulmuştum.Bana gevur diyemeyeceklerdi artık.Ablam Fadime ve abim Abdurrahman babama karşılık verdiler.
-Biz birşey yapmadık.Kendisi şu yardan atlayamayan gevur dedi.Atlayamayınca da ağlamaya başladı.
Ne? Dedi babam
Aynı sözleri koro halinde bir daha bağırdılar.
Babam
-İyi,iyi dedi.Ağlatmayın çocuğu.
Ben çoktan susmuştum.Ama arasıra hıçkırıyordum.Çünkü çok büyük bir felaketten kurtulmuştum.Bir daha kimseye gevur demeyeceğim dedim içimden.Abim yanıma geldi,kolumdan tuttu.
-Haydi gülüm gidelim dedi
Gülüm:Küçük kardeşim
Cice:Abla
Kayıt Tarihi : 4.2.2007 19:56:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mevlüt Yanar](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/02/04/atlayamayan-gevur.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!