Üzgünüm Can Baba,
Bağlanmalı insan şu hayatta;
Birine yahut bir yerlere,
Giderlere veya gitmezlere...
Belki bir yalana hatta;
Doğru diyebildiği sürece...
Nasıl bir sınanmaya mahkum bırakıldık biz?
Lanetleri sevmelerimizle, hayatlarımız kirli...
Doğmadan parçalanmış ruhlarımız,
Şimdilerdeyse aranıyoruz...
Hangi parça acaba diğerinin yarısı?
Nasıl yapışırlar yine birbirine?
Öyle 1i arıyorum ki ben...
Hayatı 2ye bölecek...
3ün 5in hesabını yapmayacak...
4 4lük kuralına takılmayacak...
Kalbiyle aklının 6nda kalmayacak...
7ği kazıkları yok sayacak...
kaşka samanım olsaydı verecek
ya da zamanım size harcayacak
ama ne zaman sizi affedecek
ne de bir balya daha inanacak
"ince ince" defolunuz toprağımızdan
Biraz şarabın varsa “ne” kadar zenginsin!
Ne varsın, ne yoksun…
Ne var, ne yoksa o kadar korsun…
Neyin varsa o kadar acıdır…
Ne ile içersen o kıvamı bulursun…
Ne biter o şarap, ne bitmez…
beş dakika...
hiç olmadığın kadar var,
hiç olmadın tadında merhabalar...
üzgünüm!
milyonlara ayrılan süre bu kadar...
Hep men bırakıldım sevmelerimden,
Yasakları daha çok kalbimin izinlerinden.
Ders almadım hiç!
Ne uçarı aşklardan,
Ne gördüklerim; ne de bildiklerimden...
Tek isteğim sarmaktı.
Kendime verdiğim değeri başkasına veremediğimden olsa gerek; yatağım tek kişilik, misafirleri tek gecelik, son söz de tek hecelik, hayat mücadelem tek başına, tekerleme oldu ismimin yanına tek tabanca. unuttum neydi tek eşlilik? 'Bir tek O' olsun derken yalan söyledik. Anca kabullenebildik bu tekilliği o da karınca kararınca....
İsmini unut,
Sınırlarını unut,
Yasaklarını unut,
Ama unutmayı unutma!
Her gün yeni bir savaşa açıyorsun gözlerini,
Dert mi yani?
Süslü cümlelerin gölgesine sığınmadan
Kaderimin güneşinde de kavrulurum ben.
Dilimden, dinime...
Bildiğimden, sildiğime,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!