Hayret değil mi dostlar?
Altmış yaşımı geçtim
Ve şimdi fark ediyorum ki,
Atları dinliyoruz…
En çok da
Birinci gelecekmiş gibi yapıp da
Gelemeyeni…
Ne söylese,
Nasıl anlatsa fark etmiyor…
Zaten o da bir şey söylemiyor da
Konuşuyor:
-Taktik çalıştık aylarca, diyor;
Demir kır;
‘Üç beş iki’ yi ezberledik,
‘Dört dört iki’ de de; üstümüze yok.
Kula kısrak,
Hariçten gazel okuyarak:
-Hayır, hayır diyor…
Siz zaten ‘dört üç üç’ oynadınız.
Sağdan kırat koşu yapınca,
Üç dört üç oluyorsunuz;
Hatta kaleci…
Defansın arkasına atılan topu,
On sekiz dışına çıkarak tekmeleyince;
Beş üç üç oluyorsunuz…
-Yok canım sen de, diyor diğeri,
Bilmişçesine.
-Kaleci çıkışa geçti mi,
Bekler iki kanattan hücuma katılıyor.
İşte tam o anda
Üç beş üç oluyoruz ki,
Bu sistemi başka kimse uygulayamıyor…
Çığır açıyoruz çığır!
İkinci gelen Doru tay hayıflanıyor…
O hakem var ya, o hakem!
Geçen seferde nallarımı söktürmüştü,
Tam maça çıkarken…
Ne yapayım?
Nalsız da ancak o kadar oluyor…
- Sistem, diyor; Yağız Aygır şevkle.
Üç kelime söylüyor da:
Sözü tercümanı alıyor…
Anlatıyor, anlatıyor, anlatıyor…
Üç kelimeyi anlatıyor
Üç bin kelimeyle…
Sonra? diyor duyanlar:
-Rakip güçlüydü, sistemimizi bozdu;
Tam birinci gelecektik,
Bir çifte yedik alnımıza!
Gelemedik…
-Yeter beyler! Yeter!
Önce, ihtiyar atlar:
Akıl hocası olmamalı…
Yaşlanıp, koşudan düşen: eğitilmeli!
Berberler odasının sınavlarından geçip,
Aşçılık sertifikası almalı.
Bulaşıkçılıktan başlayıp;
Şoför yamağı olmalı,
Ağır vasıta ehliyetini de, almalı ki:
Eline makası alsın;
Bu milletin saçlarını; kırpıp, kırpıp:
Ne idüğü belirsiz atlara:
Yele yapsın.
10 EYLÜL 2012
Kayıt Tarihi : 9.11.2013 15:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!