Bir atımız vardı, emektar
Tüyleri parlak, bilekleri ince, rengi dor
Yelesi uzun, duruşu mağrur
Pazara giderlerdi babamla
Üzerinde gümüş koşumlar
Babam bir heykel gibiydi sırtında
O da rahvan yürürdü hoş bir tempoyla
fezayı bağlayarak yorgun kanatlarına
bir güvercin uçurup kıtalar arasından
çağırdın beni
geçerek birer birer sürgün kanyonlarını
derbeder koşup geldim ışıldayan tahtına
yarım koyup bir bardak kurşun rengi çayımı
Devamını Oku
bir güvercin uçurup kıtalar arasından
çağırdın beni
geçerek birer birer sürgün kanyonlarını
derbeder koşup geldim ışıldayan tahtına
yarım koyup bir bardak kurşun rengi çayımı