sarı badanalı yoksul
bir sonbahar
camlarda arap kızları,
takılmışım gencecik dut ağacı önünde
yediveren koruklarına
iki göz odanın
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Devamını Oku
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
babaanneme
Bravo tebrikler; bir şiir bu kadar güzel olur...Atiye kadından sobaya üstündeki maşrapaya hepsi hepsi içimi acıtarak gözlerimin önüne geldi...Çok güzeldi doğrusu. Halâ öyle hayatlar ve öyle cefakâr kadınlar var. Kenar mahalle, varoşlar dediğimiz, utanmadan ötelediğimiz. Emeğinize duygularınıza sağlık teşekkürler.
çok anlamlı kutlarım .
çarşaf çarşaf kırışmış bakışlarıyla
dalmış gitmiş kederin arka bahçesine
kızışmış tanrı gibi
ağlamaklı değil yine de...
selam olsun tüm Atiye Kadın'lara
ŞİİRLERİNİZLE YENİ TANIŞMA FIRSATI BULDUM /''GERÇEK ŞİİR'' TADINDALAR
SAYGILARIMLA
tebrikler...
Bu şiirin son satırına geldiğimde,1962 yılında anneennemle mutfakta oturduğum derme çatma sedirimizin eteğinde ağlar buldum kendimi..
Atiye hanım Bedriye'yle aynı ekşimiş halılar,aynı sarma tütün sigaralar,aynı teldolap diplerinde tüketilmiş hayatları paylaşmışlar...
Biz torunlar alıp şiire dökmüşüz...
Ne güzel olmuş Atiye kadının burada yaşaması..Ne iyi etmişsiniz DE bu derin günleri buraya satır satır taşımışsınız...Kederin arka bahçesinde yaşamış kadınları bize ahde vefa için hatırlatmışsınız...
Şiir nedir ne değildir diye car car tartışanlara işte örnek:
Buyrun !
Son satıra geldiğinizde mazinizden bir kareyi renk renk boyadığınız o gizemli anlatıma 'şiir' denir..
Bunun ölçüsü mölçüsü de yoktur...
Bravo size yürekten.
camdan bakmayalı çok olmuştu arap kızları...
bakana hoşgeldin,baktırana hürmetler...
siz ne güzelsiniz şairim...
çok güzel ...defalarca okunası...
kaleminize sağlık sn güleçer...
sevgiyle..
önce Musa'yı görürüm taşın içinde demiş ünlü heykeltraş..sonra onun üstüne birikmiş taş tabakayı soymak düşer bana...
babaannesini herkez görür..ama duyarlılık; babaannede asıl babanneyi görür..ve yeryüzündeki tüm babaannelerin arkasındaki,özündeki babaannelerin görülmesini sağlar...
şair görür ve gördürür..bizim oraların tabiriyle ben de avurtları çökmüş rahmetli babaannemi gördüm şiirin yüreğime uzanan hüzünlü hüzmesi ile.
Geldi dayandı nenem, ve yaktı içimi gözündeki iç yakan ışıkla..
sanatın üzerine konuşacak hal mi kaldı necip..hele bir ilk sarsıntısı geçsin manzaranın..
ama yine de şiirle ilgili ilk başta söylemem gereken bir şey var.. gün geçtikçe kaybolan anadolu evlerinin iç ve dış mekan tasvirlerinin ve daha da önemlisi bu mekanların nasıl bir ruh kokusu oluşturduğunun duyulmuş ve tadılmış temiz bir anlatımı var şiirde..
portre çok sağlam duruyor bi kere şiirde..ama şiiri resim sanatından ayıran üstünlük burada başlıyor..resmin tembel üşengeç bakıcılarından şanslı oluyor burada şiir okuyucusu,porteden ve mekandan hareketle iç dünya gezintisine de götürülüyor şairin mihmandarlığında
hele girişteki jenerik..
tedaisiyle hemen sizi çok güzel bir musiki ve sokak manzarasının içine çekiyor
yağmur yağıyor,seller akıyor
arap kızı camdan bakıyor
şiir bitince insan edindiği yüklendiği dirimle devam etmek istiyor..
teknede hamur,bahçede çamur
ver Allahım ver sicim gibi yağmur
ben bu şiiri çok okurum sevgili dost..inan çok okurum.
sağol
Bu şiir ile ilgili 19 tane yorum bulunmakta