Atışma -Sivas- Şiiri - Şahin Yılmaz

Sivas yiğidi ile meşhur oldu
Ben bu ilin üstüne il tanımam
Isparta'nın gülleri bile soldu
Ben bu gülün üstüne gül tanımam..... Seyit Kılıç

Sekiz ay kış olur, dört ay da yazı
Madımak toplarlar gelini, kızı
Aşığı meşhurdur elinde sazı,
Ben bu telin üstüne tel tanımam...... Şahin Yılmaz

İmece usulü yapılır turşu
Güz olur yeşile boyanır çarşı,
Merhameti boldur garibe karşı,
Ben bu kolun üstüne kol tanımam…… Zübeyde Gökbulut

Şiirin de meşhur ozan da derya
Âşık Veysel gibi Ozanı var ya
Hele bir de yiğidi 'gardaş' der ya
Ben bu dilin üstüne dil tanımam......Seyit Kılıç

İnsanı dürüsttür borcunu öder,
Garipleri korur, hasenat eder
Özü, sözü birdir, Mevlaya gider,
Ben bu yolun üstüne yol tanımam...... Şahin Yılmaz.

Kongreye Ata'm burayı seçti
Ekmeğini yedi suyunu içti
En güzel yıllarım orada geçti
Ben bu yılın üstüne yıl tanımam.....Seyit Kılıç

Yaylası, ovası cennet kokuşlu
Yiğidi Hazreti Ali bakışlı
Kilimleri yeşil, mavi nakışlı
Ben bu alın üstüne al tanımam......Şahin Yılmaz.

Yarini hoş tutar sevdası yaman
Bir bakışla ayrır sap ile saman
Başından eksilmez sevdalı duman
Bu gönül üstüne gönül tanımam........Filizce

Bir hile sezilmez asil soyunda
Her erdemi teker teker sayında
Ar edecek hiç bir şey yok huyunda
Ben bu halin üstüne hal tanımam......Seyit Kılıç

Baharla birlikte yolundan çıkar
Kızılırmak coşar bulanık akar
Kütükler götürür, köprüler yıkar
Ben bu selin üstüne sel tanımam.......Şahin Yılmaz

Hoş gelmiş yiğido birinci lige
İyi kafa tutmuş dört büyük güce
Atmışlar en büyük Fenere bile
Ben bu golün üstüne gol tanımam.......filizce

Yaylasında koyunları yayılır
İti bile akıllıdan sayılır
Kızılırmak türküleri duyulur
Ben bu selin üstüne sel tanımam......Seyit Kılıç

Suları soğuktur azgın akışı
Sevdası eritir en sert bakışı
Diyorlar ki serttir pek kara kışı
O yerin üstüne bir yer tanımam......filizce

Bir mektup göndersem geriye gelir,
Kim kaldı ki postacıdan kim alır?
Bıraksam gözyaşım ummanı bulur,
Ben bu selin üstüne sel tanımam…...Zübeyde Gökbulut

Lavaşa peyniri sarmalar dürer
Orağı, sabanı yay gibi gerer
Nasırlı avuçla hasadı derer
Ben bu elin üstüne el tanımam.....Seyit Kılıç

Şarkışla ve Altınyayla ovadır
Evlerimiz kerpiç, toprak sıvadır
Balı saftır, elli derde devadır
Ben bu balın üstüne bal tanımam......Şahin Yılmaz.

Has Türkçeyi konuşur ağzı dili
Hem abalı, hem analı, bibili
Mütübey köyünde vardır ki kili
Ben bu kilin üstüne kil tanımam......Seyit Kılıç

Çermiğinle tüm dünyada meşhursun
Kangal ağaları kahve pişirsin
Divriği’de ağustosta üşürsün
Ben bu yelin üstüne yel tanımam....... Şahin Yılmaz.

Köylerinde yersin undan haşılı
Kızları yeşilli, allı poşulu
Öküzleri kağnılara koşulu
Ben bu malın üstüne mal tanımam....... Seyit Kılıç

Gitmek zordur Suşehrinin yolunda
Kışın buz tutarsın Yıldızelinde
Bir piknik yapalım Hafik gölünde
Ben bu gölün üstüne göl tanımam......Şahin Yılmaz.

Çağırır insanı baş tacı eder
Filiz’i hoş tutar bir bacı eder
Yemeği istersen ki acı eder
Bu gelin üstüne bir gel tanımam......filizce

Cırtlak köftesini tüm dünya bilir
Düğünde insanlar gülmekten ölür
Çifte minarede secdeye gelir
Ben bu kulun üstüne kul tanımam....... Seyit Kılıç

Açıktır sofrası dosta gardaşa,
Gariplik çekmezsin düşme telaşa,
Yüzünde tebessüm bakılmaz aşa,
Ben bu çulun üstüne çul tanımam…..... Zübeyde Gökbulut