ATINCA NEFSİMİ ÖRSÜN ÜSTÜNE
Bilirim küsmezsin, dargınsın biraz
Sanki kaş altından “gel” dedi gitti.
Bakarken andırır yanaklar kiraz
Sitemim geçsin de “al” dedi gitti.
Gül açan gözlerle baksan cihana
Bilmem ki ne yaptım ne ettim sana
Bakışın sitemli, kahırdır bana
Sözcükte manayı “bil” dedi gitti.
Müneccim değilim, tanırım seni
Nazların bir güzel değil ki yeni
Kahır yumağına sararken beni
Parlayan gözlerle “gül” dedi gitti.
Yürek incinmez ki seven yüreğe
Sevdanın odunda yanmaksa gaye
Sözlerin sitemli, dolu kinaye
Karıştır maziyi “bul” dedi gitti.
Ay değil, gün değil, her an hayali
Şirin’in yolunda şimdiki hali
Gönül kafesinde bir kuş misal
İşte bendeki bu “hal” dedi gitti.
Ararken izini hep sine sine
Canlandı hatıran anılar düne
Atınca nefsimi örsün üstüne
Sen de Ferhat gibi “ol” dedi gitti.
Rahmeti beklerken yağarsa dolu
Ararken izini, kaybettim yolu
Unuttum yönleri hem sağı solu
Gönülden gönüle “yol” dedi gitti.
Dökülen sözcükler dilin balı mı?
Aşkın tezgâhı, yoksa kuralı mı?
Unuttum günleri gelen salı mı?
Kahırı, sitemi “bol” dedi gitti.
Kelimeler düğümlendi çıkmıyor
Sular deli şimdi durgun akmıyor
Ateş sardı neden beni yakmıyor
Yüreğe dolunca “kül” dedi gitti.
Hey gidi günler hey, gelir mi geri
Çile dolmayınca bulunmaz yeri
Gözyaşı içinde nazlı seheri
Temaşa eyleyip “sil” dedi gitti.
Aydınlım ne bilsin Yörük çocuğu
Gözleri nemlenir doluyor buğu
Dağların başında dikerken tuğu
Yürek iklimine “dol” dedi gitti.
Musa SERİN, 29.12.2018, ERZURUM
Kayıt Tarihi : 20.12.2020 04:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!