Şiir Yolcusu
Zemheride yanan aşkın korudur,
Sonsuzluksa, özde yanan nurdur,
Faninin sığındığı hak huzurudur,
Aşksız geçen zamanı yıl neylesin,
Aşk nedir? Kor nedir? Bilen söylesin.
Dokunmayın artık | acır yüreğim,
Teselli istemem | bitti dileğim.
İçimde büyür hep | sonsuz kederim,
Varsın hiç dinmesin | dert böyle kalsın.
Sevdaya tutundum | açmadı güller,
Bir sabah, tanımadığım bir gülüşle uyandım.
Ayna kırılmış, yüzümdeki çatlaklar gözlerime sığmaz olmuş.
Kimdim ben?
Adımı unuttum, ya da hiç bilmiyordum.
Odamda asılı bir takvim vardı,
Ama tarihler hep aynı: geçmiş.
Sen ki; şanlı ecdadın torunu, Evlad-ı Fatih Han!
Üç kıtayı dize getirip, İslam nuruyla onurlandıran!
Şimdi kimmiş sana hükmetmeye kalkışan!
Yavuz ol… Kanuni ol… Fatih ol…
Ol ki; kül olup yansın, görmeyen, duymayan, anlamayan!
Hiç sordun mu kendine,
Bir kere bile durup,
Bir aynaya bakıp,
“Ben neredeyim?” dedin mi usulca?
Gözlerinin içindeki kırgın çocukla
Göz göze geldin mi hiç?
insan bir yerden sonra yoruluyor
anlattıkça tükenen bir dilin
sustukça ağırlaşan bir yüreğin oluyor
kelimeler bir zamanlar dosttundu
şimdi ise yük gibi
her cümlende kendini savunuyorsun
Kur’an rafta, üstü tozla örtülmüş
Hadislerde artık, bir bir unutulmuş
Ümmetin bir çoğu gaflete düşmüş
Uyan Ey Müslüman! Uyuma uyan
Böyle gitmez artık dönsün bu devran




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!