Atılay'sız bir dünya Şiiri - Fevzi Günenç

Fevzi Günenç
551

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Atılay'sız bir dünya

Kendisinden her zaman iyi haberler almaya alışık olduğum, İzmir’de Gaziantep havasına, Gaziantep toprağına hasret yaşayan “İnce Oda”larda dokunan ince şiirlerin Ozanı Oğuz Tümbaş, kötü bir haber taşıdı bu kez:
“Atılay Arsan’ı yitirdik…”
Nutkunuz tutulur, ne diyeceğinizi bilemezsiniz ya, öyle oldum.
Gaziantepli bir şair olduğunu kaç kişi bilir onun. Adam Sanat Dergisinde yayınlanırdı şiirleri. Kentimde bu dergiyi okuyan bir tek Avukat Hayri Girişken var. Bilse bilse o bilir. O da şaşar kalır “Gaziantepli miydi Atılay” der belki.
Aslında 2010’un Temmuzunda yitirmedim Atılay Arsan’ı. 50 Yıl önce yitirdim. Bir gitti, bu kentten bir daha dönmedi Gaziantep’e. Kopmaz bağları kalmamıştı ki dönsün. O yıllarda Gaziantep’te baytar hekimdi babası. Eblahan’da otururlardı.
1950’li yılların sonunda bir avuç edebiyat tutkunu, yaz aylarının hemen hemen her akşamüstüsünde buluşurduk Halkevi bahçesinde.
Agatha Christie’nin bir polisiyesi var. “On küçük Zenci” Şöyle bir tekerleme üzerine kurulmuş roman: “On küçük Zenci yemeğe gitti/Birisi kendisini boğunca kaldılar dokuz./Dokuz küçük Zenci çok geç kalktı/biri uyuyakaldı, kaldı sekiz./Sekiz küçük Zenci geziye çıktı/Biri ‘burada kalacağım,’ dedi, kaldı yedi./Yedi küçük Zenci odun kıydı/biri kendisini kesti, kaldı altı./Altı küçük Zenci kovanla oynadı, bir balarısı, içlerinden birini soktu, kaldı beş./Beş küçük Zenci mahkemeye gitti/Birinin idamdı hakkı onu da aldı, dört kaldı/.Dört küçük Zenci denize gitti/Yüzme bilmiyordu /Dalgalara kurban gitti, kaldı üç./ Üç küçük Zenci hayvanat bahçesine gitti/Birine ayı saldırdı, kaldı iki./İki küçük Zenci güneş altında oturdu/Biri güneşte kızardı, kaldı bir./Bir küçük Zenci tek başına kaldı. O da durmadan şiir yazdı hiçbiri kalmadı.”
Her birimizin yaşamı o küçük zencilerinkinden farklı değil. Seyfettin Başçıllar’ı, Onat Kutlar’ı, Uğur Cankoçak’ı, Dinçer Oktay’ı, Yurder Teker’i son olarak da Atılay Arsan’ı acılarıyla içimize gömdük. Gerçi yaşamakta olan dört zencimiz var daha. Ülkü Tamer, Cevat Özer, Oğuz Atalay, ben... Aslında şiire bulaşmakla biz daha işin başında yitirmiştik oyunu. Umarım acılarını tatmam yaşayanların.
Şu internet kötü oyunlar oynar kimi zaman insana. Oğuz’un verdiği zehir tadındaki haberi alınca nasıl da ağlamaklı olmuştum. Nasıl da dokunaklı bir yanıt yazmıştım ona, ilenerek tembelliğime, ihmalciliğime… Nasılsa yerine ulaşmadı o iletim.
“Son bir kez duyabilseydim keşke Atılay Arsan’ın yaşından on kat kart olan babayani sesini. O kadar çok mu uzaktı bana? ”
Ne zaman istesem verirdi telefonunu Oğuz şair. Kim bilir ne çok mutlu olurdu sesimi duyunca Atılay.
“Sen hâlâ yaşıyor musun ulan…” diye başlardı her zamanki şakacı, gülüş dolu sevecenliğiyle. Unutmuş olabileceğine ihtimal vermediğim şiirini bile okurdu belki Metin Eloğlu’nun:
“Hâlâ yaşamak üzerine mi
İnatçı deyyus
Zehir kim için icat edildi, ulan
Ucu ilmekli ip niye icat edildi
Marsık
Elektrikli sandalye
Galata Kulesi
Atom…”
Neden unutmuş olabileceğine ihtimal vermiyorum? Bu şiirin bir anısı vardı ikimiz arasında. 1950’li yılların sonlarındaki Halkevi Bahçesi buluşmalarımızdan birinde okumuştum kendisine. Çok sevmişti.
Başka gülümseten şiirlerden söz etmiştik. Bu tür şiirleri derlediğim bir defterim olduğunu söylemiştim. İstemişti. Getirmiştim. Bir daha yüzünü göremedim o defterin.
İyi ki de vermemiş, anısı kaldı hiç değilse. Verseydi koruyabilir miydim sanki? Kaç yangın geçti yaşamlarımızdan, kaç defter yandı…
Bir de tombiş kardeşi vardı atılay’ın. Adını sormuştum. “Saldıray” demişti. İnanmamıştım böyle bir ad olacağına. Yemin billahları kandıramamıştı beni.
Artık yok Atılay. Geri dönüşü olmayan tek şey ölüm. Ne kadar gecikirse geciksin, eninde sonunda geliyor. Kurtuluşu yok.
Ah Lokman Hekim ah! Elini sıkı tutsaydın da rüzgâra kaptırmasaydın ölümsüzlüğün sırrını yazdığın kâğıtları Misis Köprüsünün üstünde. O zaman böyle yanmak zorunda kalmazdık Atılay Arsan gibi güzel insanlara.

Fevzi Günenç
Kayıt Tarihi : 20.7.2010 01:09:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Fevzi Günenç