Atik - Valde'den İnen Sokakta Şiiri - Yo ...

Yahya Kemal Beyatlı
45

ŞİİR


986

TAKİPÇİ

İftardan önce gittim Atik-Valde semtine,
Kaç def’a geçtiğim bu sokaklar, bugün yine,,
Sessizdiler. Fakat Ramazan mâneviyyeti
Bir tatlı intizâra çevirmiş sükûneti;
Semtin oruçlu halkı, süzülmüş benizliler,
Sessizce çarşıdan dönüyorlar birer birer;
Bakkalda bekleşen fıkarâ kızcağızları

Tamamını Oku
  • Lara Açanba
    Lara Açanba 06.09.2010 - 19:10

    seçkin bir hayatın şairleri bilmedikleri bir dünyanın yüzünü görünce hissettikleri duyguları için elbette şükrederler...
    ...ve onlar şiirlerini bilmedikleri üzerine nasıl kursunlar ki...amma velakin dili şiirdir birazda...

    Cevap Yaz
  • Onur Bilge
    Onur Bilge 06.09.2010 - 18:09

    T E R C İ H

    Dünyâda ne ikbâl, ne servet dileriz;
    Hattâ, ne de ukbâda saâdet dileriz.
    Aşkın gül açan, bülbül öten vaktinde
    Yâranla tarab, yâr ile sohbet dileriz.

    Yahya Kemal BEYATLI (Rubâiler)

    Cevap Yaz
  • Hikmet Çiftçi
    Hikmet Çiftçi 06.09.2010 - 16:34

    Atik - Valde'den İnen Sokakta

    İftardan önce gittim Atik-Valde semtine,
    Kaç def’a geçtiğim bu sokaklar, bugün yine,,
    Sessizdiler. Fakat Ramazan mâneviyyeti
    Bir tatlı intizâra çevirmiş sükûneti;
    Semtin oruçlu halkı, süzülmüş benizliler,
    Sessizce çarşıdan dönüyorlar birer birer;
    Bakkalda bekleşen fıkarâ kızcağızları
    Az çok yakından sezdiriyor top ve iftarı.
    Meydanda kimse kalmadı artık bütün bütün;
    Bir top gürültüsüyle bu sâhilde bitti gün.
    Top gürleyip oruç bozulan lâhzadan beri,
    Bir nurlu neş’e kapladı kerpiçten evleri.
    Yârab nasıl ferahlı bu âlem, nasıl temiz!
    Tenhâ sokakta kaldım oruçsuz ve neş’esiz.,
    Yurdun bu iftarından uzak kalmanın gamı
    Hadsiz yaşattı rûhuma bir gurbet akşamı.
    Bir tek düşünce oldu tesellî bu derdime; ,
    Az çok ferahladım ve dedim kendi kendime:
    ‘Onlardan ayrılış bana her an üzüntüdür;
    Madem ki böyle duygularım kaldı, çok şükür.’

    Yahya Kemal Beyatlı

    HAYATIN TA KENDİSİ…
    Türk şiirinin zirvesi, Yahya Kemal…
    Türkçenin gerçek anlamda mükemmel bir şiir dili olmasını sağlayan müstesna şairlerden biri. Tıpkı Mehmet Akif, Necip Fazıl, Nazım Hikmet gibi Türkçe’yi en güzel haliyle şiir dili yapan üstatlardandır Yahya Kemal de…
    300 Spartalı koskoca Persleri (İran ve Ortadoğu ülkelerini) dize getirir, İspanyalı 3-5 gemilik askerin Maya’ları yok ettiği söylenir, 1000 atlı –Türk olunca- kimilerine saçma gelir. Ne garabet yarabbim.
    Türk tarihinin yüzlerce örneğini göremeyen, destanlarından bihaber olup da bu ifadeleri kullanmak tarihsizlik ve talihsizlik değil de nedir Allah aşkına.
    Türk kahramanı Kürşat ve Çiçi kaç kişiyle milleti, vatanı ve hürriyetleri uğruna savaşmışlardı?..
    Yanlarında yüzler binler mi vardı?..
    Gözlerine demir perde inmişler, kafalarıyla değil işkembeleriyle düşünenler!.. Hakaret etmeye hakkınız yok ecdadımıza. Ne ile yıkanmışsa o kafalar, yıkayanlara helal olsun. Amaçlarına fazlasıyla ulaşmışlar. Kimliğinizin şeklini değiştirmişler.
    Şu mükemmel şiirin neresinde abartı, saçmalık, toplum değerlerinden uzaklık var?.. İnançların yaşanışını, güzel geleneklerin ve bir sokağın olağan halini anlatan bu şiirde eksik olan nedir?..
    Şairde şükür felsefesi, şükür anlayışı var. En azından şükretmeyi biliyor, insanlarımıza bu güzel anlayışı şiir yoluyla empoze ediyor. Türk motiflerinin pek çoğunu işliyor şiirinde…
    Olur mu canım? Şükür neymiş diyenlere ne söyleyebiliriz ki…
    Masa başında oturup da içki kadehlerinin camından bakarak Anadolu’nun, işçinin, köylünün, emekçinin çektiklerini yazanlar nasıl da alkışlandı yıllarca. Alkışlayanlar da kendi gibi olanlar, Türkiye’de en çok bağıranlardı.
    Hâlâ da öyle değil mi?..
    Vatanımızın, halkımızın en zor anında dışarıdan ahkâm kesmek ve unutulmaz olmak, baş tacı yapılmak mı gerçekleri görmek?..
    Milli duyguları dile getirireni; tarihinden, milletinden, inancından, İslamiyet’ten, değerlerinden bahsedeni aşağılamak, kimin için düşünmek ve yazmaktır?
    Kime hizmet etmektir?..
    Satmayın ülkemizi, tarihimizi, dinimiz, inançlarımızı…
    Satmayın, satılmışlardan olmayın.
    Aykırılığa prim vermek modasını kaldıralım artık zihinlerden.
    Kültür insanları, kültür insanlarının dişini, başını, göbeğini, .uşunu dile getirmez…
    Aşağılamayın, sizi de aşağılayan birileri çıkar sonra.
    *Fuzuli kendi yüzyılının nasıl ki zirvesiyse, Yahya Kemal’de kendi dönemin bir numarası ve zirvesidir.
    Kedi beyniyle bakmak yerine insan gibi görmek lazım gerçekleri.
    Bu mübarek günlerde kutsal değerlerimizi, geleneklerimizi, inançlarımız, sosyal hayatımızı, kerpiç duvarlarıyla bir semtimizi bütün yalınlığıyla dile getiren koca şaire, zirvedeki şaire Allah’tan rahmet diliyorum.
    İyi ki bizlere örnek oldunuz, şiirlerinizle, felsefenizle, yaşayışınızla.
    *İçki şairlerin düşkünlüğüdür genellikle, şükür öyle bir düşkünlüğüm yok. Aklım her zaman başımda…
    Kendi olanlara sevgi ve saygılarımla…

    Cevap Yaz
  • Hayati Maytapçı
    Hayati Maytapçı 06.09.2010 - 15:29

    Top gürleyip oruç bozulan lâhzadan beri,
    Bir nurlu neş’e kapladı kerpiçten evleri.


    Yine aklı başka yerde

    Cevap Yaz
  • Sükûn Ve İnşirah
    Sükûn Ve İnşirah 06.09.2010 - 15:15

    sarahati şiiriyetini perdeleyen..

    @..

    Cevap Yaz
  • Hayati Maytapçı
    Hayati Maytapçı 06.09.2010 - 14:30

    Sen de okudun mu,anladın mı bu şiiri Canan?

    Cevap Yaz
  • Hasan Tan
    Hasan Tan 06.09.2010 - 14:21

    ' meydanda kimse kalmadı artık bütün bütün ...'
    ...
    ...

    boşalan meydanların hazin uğultusuyla ağarıyor gün...

    Cevap Yaz
  • Fatima Humeyra Kavak
    Fatima Humeyra Kavak 06.09.2010 - 13:41

    Ayri bir tad var siirde samimiyet, öyle icten, öyle duru misralar cok begendim...
    Sairimize yüce Allah'tan gani gani, rahmet diliyorum bu mübarek günlerde, ve bu anlamli siiri secen jüriyi tebrik ediyorum...

    HUZURLU RAMAZANLAR CÜMLETEN:


    Atik - Valde'den İnen Sokakta


    İftardan önce gittim Atik-Valde semtine,
    Kaç def’a geçtiğim bu sokaklar, bugün yine,,
    Sessizdiler. Fakat Ramazan mâneviyyeti
    Bir tatlı intizâra çevirmiş sükûneti;
    Semtin oruçlu halkı, süzülmüş benizliler,
    Sessizce çarşıdan dönüyorlar birer birer;
    Bakkalda bekleşen fıkarâ kızcağızları
    Az çok yakından sezdiriyor top ve iftarı.
    Meydanda kimse kalmadı artık bütün bütün;
    Bir top gürültüsüyle bu sâhilde bitti gün.
    Top gürleyip oruç bozulan lâhzadan beri,
    Bir nurlu neş’e kapladı kerpiçten evleri.
    Yârab nasıl ferahlı bu âlem, nasıl temiz!
    Tenhâ sokakta kaldım oruçsuz ve neş’esiz.,
    Yurdun bu iftarından uzak kalmanın gamı
    Hadsiz yaşattı rûhuma bir gurbet akşamı.
    Bir tek düşünce oldu tesellî bu derdime; ,
    Az çok ferahladım ve dedim kendi kendime:
    ‘Onlardan ayrılış bana her an üzüntüdür;
    Madem ki böyle duygularım kaldı, çok şükür.’


    Yahya Kemal Beyatlı

    Cevap Yaz
  • Feyzi Kanra
    Feyzi Kanra 06.09.2010 - 12:25

    Yârab nasıl ferahlı bu âlem, nasıl temiz!
    Tenhâ sokakta kaldım oruçsuz ve neş’esiz.,
    Yurdun bu iftarından uzak kalmanın gamı
    Hadsiz yaşattı rûhuma bir gurbet akşamı.
    Bir tek düşünce oldu tesellî bu derdime; ,
    Az çok ferahladım ve dedim kendi kendime:
    ‘Onlardan ayrılış bana her an üzüntüdür;
    Madem ki böyle duygularım kaldı, çok şükür.’

    Yahya Kemal Beyatlı

    Ustam böyle ulvi duyguların yerine insanları aşağılayan aşağılık duyguları hakim oldu .Şimdi olsa ne şiirler yazardın kimbilir.
    Akıllı insanların en küçük hataları akılsızların bitmez tükenmez sermayesi oluyor.Durum vaziyet benim penceremden böyle görünüyor.Yarap bizi hata yapmaktan koru.Manevi imtihandır imtihanların en zoru.

    Cevap Yaz
  • Perihan Pehlivan
    Perihan Pehlivan 06.09.2010 - 12:14

    insanın özleyen yanı bazı zamanlarda daha bir ağır basar, akşamlar çökerken, bayramlar, sevdiğini özlediğinde,yada güzel anılar gözünün önüne geldiğinde,içli bir şarının namelerinde. gurbet garib bir haldir haller içinde. bir ramazan özlemini güzel tasvir etmiş şair.

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 30 tane yorum bulunmakta