Selam verdin çıktın birden karşıma,
Açtığın yaralar diner mi sandın?
Meddah oldun girdin gönül çarşıma,
Kukla oynatmayı hüner mi sandın?
Kaskatı vicdanın hep kin güderken,
Sevdamla eğlenip, alay ederken,
Beyaz, ipek gibi yağdı kar
Bir kız kardan hafif adımlarıyla yürüyüp geçti hayal içinde
Arkadaşlarımı düşündüm, sevgili şeyleri
Sanki her şey bizimle var ve bizimle olacak
Şarkılar çaldı odalarda
Bütün insanları sevmek gerektiğini düşündüm
Devamını Oku
Bir kız kardan hafif adımlarıyla yürüyüp geçti hayal içinde
Arkadaşlarımı düşündüm, sevgili şeyleri
Sanki her şey bizimle var ve bizimle olacak
Şarkılar çaldı odalarda
Bütün insanları sevmek gerektiğini düşündüm
Çok güzel. Tebrikler.Hoşça kalınız.
07.06.2010 //Ankara /*/ Nazzır Çiftçi
Yaşın arasında kuruda yanar.Tabi ateşi bulabilirsen.Kalemi tebrik ederim.Köşe ekibinide kutlarım,yüzaltmışyedi adet şimdilik yorum var eserin altında.
Saygılarımla....
şairin deyiş üretmek gibi bir hürriyeti vardır olmasına da bu hiç şık durmamış..
sonuçta küçük de olsa bir bağlantı kurmak gerekir... adı üstünde ''tamlama''
'' gönül gözü'' = yürekten bir farkındalık, hissi bir algılama...gözün dış görüntüyü algılaması ile gönlün hissiyatı arasında bir bağlantı...
'' gönül ufku'' = ufkun uzaklık algısıyla gönlün his buudları bağdaştırılmış ve gelecekten yana beklentilerimizin bizde uyandırdığı hisler tarif edilmiş..
'' gönül dağı'' = dağın yücelik algısıyla gönül bağdaştırılarak, sağlam bir hissiyat tasvir ediliyor..
''Gönül tezgahında muhabbet kilimi dokudum'' = tezgah kelimesinin '' üretim '' anlamıyla bağdaştırma ve gönlün sevgi algısı...
'' gönül çarşısı '' =................???????????????????
dolasıyla sözü uzatmadan Xalide Hanım' a katılıyorum..
''Düşürsen de beni dönen çarkına,
Su yerine çamur dolar arkına,
O zaman varsan da işin farkına,
Su olmadan ateş söner mi sandın''
bu kıtada da mantık hatası var gibi duruyor..''çark'' ile ''ark'' arasında ben bağlantı kuramadım..belki atladığım olmuştur...kurabilen beni düzeltir...
ama asıl önemlisi;
bu sitemin muhattabı olan kişi yanmıyorki ''su''ya gerek duysun..
yanan ''şair''....
o niye arkına su dolduracakmış da çamur dolmuş...
kendini söndürse kendi yanmıyor..
şairi söndürse ; niye söndürsün; zaten yakıp gitmiş...
neyse dediğim gibi belki ben kuramadım bağlantıyı...
saygılarımla...
Sana adadığım bakışlar hala bakir,
Hiç kimseye sen gibi bakmadım,
Düşlerimi kirletmedim hiç, Allah şahit..
Sana benzemeye çalışan hiçbir kadında yokum..
................
....
Kutlarım sayın YURT
' efemine bir sitem ' daha dik duulmalı bence.. bu ne kirlenmişlik hissi..
Var işte böyle hainler, Macera olsun , intikam olsun yada en acısı acı çıkarmak için, romeo gibi gelirler...Kazanova olduğunu anlarsın, ama artık çok geçtir. Bütün aşk inançlarının, sevda çiçeklerinin üzerine basıp giderler!! Bir daha kimseye de inanmazsın (:
Abbas Yurt Beyefendi'nin kişiliğine çok saygı duyarım. Kalbi de güzel bir insandır. Bu köşede bir şiirinin olması beni sevindirdi açıkçası. Yorumlara göz attım. Oldukça keyifliydi. Bu arada Onur Bilge Hanım'ın uyak hassasiyetine katıldığımı belirtmek istiyorum.
Tebrik ederim Abbas Bey.
Teşekkürler Naime hanım, benim fikrimi teyit edişinize değil bu teşekkür. Daha fazla açıklama yaparak, örnekler vererek, engin bilginizden bizlerin yararlanmamıza olanak sağladığınız için teşekkürler...
“Gönül çarşısı” ifadesinin felsefi bir söylem olduğuna ben de katılıyorum. Gönül filozofu Ahmet İnam’ın kitaplarına aşina olanların yadırgayacağı bir ifade değil bu. “Gönül buluşmuşları”na, “gönül penceresi”ne, “gönüldeş”lere, gönlün “uyuyor” veya “uyanık” olma durumlarına dikkat çeken A. İnam, gönlün “5Ö” diye adlandırdığı özelliklerinden söz eder. Bunlar gönlün özgül, özerk, özgün, özgür, özlem duyma olma halleri olup hepsi de “öz” ile ilgilidir. Dolayısıyla gönül çarşısını, bildiğimiz anlamda bir çarşı olarak değil de, gönülden (öz'den)verenler ile gönülden alanların mecazi anlamda buluştuğu soyut bir küre olarak algıladım ben.
Xalide Hanım şiir kültürü yüksek bir hanımefendi. Bu pencereden baktığında, eminim anlayacaktır ne demek istediğimi.
Ayrıca gerçek yaşamda da “gönül çarşıları” olduğunu biliyoruz. Buralarda para geçmez. Yoksullara yardım amacıyla hayata geçirilmiş sosyal sorumluluk projeleridir. Vermek isteyen verir; ihtiyacı olanlar ise hiçbir bedel ödemeden ne lazımsa oradan alır.
Kısacası diyorum ki “gönül çarşısı” tanımlaması kulağımı tırmalamadığı gibi zihnimi de zorlamadı. Bunlar benim kişisel algılamalarım tabii ki. Şair ne demek istedi onu bilemem elbette…
Saygıyla…
Teşekkür ediyorum, sn Nimet hanım :)
Bu şiir ile ilgili 147 tane yorum bulunmakta