Yüreğüm panayır yeri...
Davullar, zurnalar,
Trampetler çalıyor...
Sen ise karşımdasın...
Seyri endam ediyorsun...
Asil ve narin sultanım...
Masum ve içten bakışlım...
Onurlu bir dik duruş ile karşımdasın...
Kız kulesi...
Saçları rüzgarlarla...
Dalgalanırken;
Bulutlara uzanıyorsun...
Martılar sesin oluyor...
Dalgalar beşik misali...
Gemiler süzülüyor...
Yalnızlığını ilan eder gibi...
Sen ise hep mutfakta mutlu musun?
Mutluluk edaları ile dolaşmaktasın...
O zaman desene...
Mutluluğun resmi gülücüklerinde saklı...
Nasıl başarıyorsun bunu?
Bir kuşun kanadındaki çırpışında mı?
Yoksa dalgaların denizi yarıp gelen...
Kıyıya vuran köpüklerinde mi?
Aaahh bilemedim güzelim...
Gözlerindeki ışık...
Güneş mı, ay mı?
Seçemedim...
Tanımlayamadım...
İçimde kıvılcımlar saçan...
Bir filizsin...
Sakın su dökme...
Söndürürsün...
Ateşime ateş at...
Yanalım, yanalım...
Yanmayı dileyelim...
Tüten ateş bitmesin...
Her söndüğünde...
Birbirimizi yakalım...
Ne de olsa...
İkimizde ateş olduk...
Artık ne sen ne ben kaldık...
Ateşten başka ne kaldı?
Ne sen ne ben kaldık...
Ateşten başka ne kaldı?
Murat Akbaş
Kayıt Tarihi : 10.11.2025 23:46:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
10.11.2025 saat 23:30-45 ilham zamanı



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!