Her düelloya cesaretim vardı
Gâvuruna baktım gözlerine ölümün
Çekilsin vaiz ateşlerinin pimi ki
Korkmadım
Kan incecik örter diye etimi
Baktım gözlerin uzağa meyilli
Kalbim pasaportsuz bir kaçak
Geçtim her şeyden
Yanıma mahsus içilmiş bozgunlar alarak
Geciktim her şeye
Yazgımın yıkıntılarıdır
Sallayıp durduğum şu beyaz bayrak
Bugün bülbülleri budadım
Çok kan akıttım gülün bağrına
Ne yana dönsem
Yüzüm sensizliğe boran
Ne yana dönsem
Yüzün al kan tüylerden bir humma
Kızarsın gayrı gül hangi kanla kızaracaksa
Dudağım cehenneme çırak
Sesin gelin arafta
Herkes kendi acısının hafızı
Her ayrılık başkasının kalbine yafta
İnsan acılara pek atanır
Nadiren çorak bir aşka
Kurtluğumu hiç kulübeye bağlamadım
Yokluğunun çarpıntılardan başka
Dağları köpük köpük bahar alır
İçimi yaprak döken bir çarşamba
Evin içindeki güvercin
Camlara çarpa çarpa azalır
Bilmeyeydim bun’u keşke bilmeyeydim
İnsan her mevsimde mahsur kalır
Şu siperleri paçavra çeriler benim
Sevmeleri yuhalanmış şu korkak
Gidiyorum ülkesizliğin ince boynuna
Soluksuzluğumu takarak
Sağ yanım vurulmuş devrimcilerin barutu
Sol yanım ateşi kekeleyen kızıl bir çakmak
İllegal kitapların yakılışına eklesinler beni
Eklesinler de büsbütün paklasınlar
Her sayfam bir öncekinden daha yıkıcı bir infilak
Kayıt Tarihi : 30.1.2018 22:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!