Ateşe Perde Gibi Gelen Aşk
Ey kalbime sığınan isimsiz yangın!
Ben seni beklerken
kendime hicret ettim.
Her suskunluğumda biraz daha göçtüm içime
her duamda,
adını anmaktan korkan bir bülbül gibi
sessizce yandım.
Ben bir bülbülsem eğer,
dilimde suskunluğun niyazı var,
gül değil artık öttüğüm
senin ismini söylemeden yandığım
her an bir hicret, bir secde...
Ey kalbimin muhaciri!
Ey gözlerimin Ensar’ı!
Ben kendimi göç ederken buldum
senin bakışlarının Medine’sine...
İçimdeki Mekke sustu
gözlerim, suskunlukla doldu.
Ben aşka gelmedim,
aşk bana geldi...
Bir pervane gibi çırpınmadım,
ateş beni çağırdı.
Ve ben,
yanarak güzelleşmeyi öğrendim.
Adını bilmeden amin dedim sana,
dilimde duanın şekli
yüreğimde yoksunluğunun şekvası vardı.
Her geceye bir “ey!” yazdım,
her yıldızı bir “amin” ile gömdüm.
Gönlüm bir tas’tı
sen aşkı doldurup içtin.
Ben kalbimi verdim,
sen onu bir suskunluğun kabesine astın.
Bana “niçin bu kadar susuyorsun?” dediler.
Dedim:
“Bülbül gülün adını anmazsa,
öterken yanar.”
Ve aşk,
ateşsiz bir geceye benzemez.
Ey aşk!
Ey içimin devrimi!
Ey dudağımda mühürlü kelâm!
Ben seni,
anlatılmayacak kadar çok
anlatırsam eksilecek kadar derin sevdim.
Sen bana aşk olmadın;
bir yangının yorganı oldun.
Sığınıp da yandığım,
yanarken dua ettiğim bir sır oldun.
Ne senle oldum,
ne sensizliğe razı geldim.
Ben aşkın en çok
yoksunluk hâlini sevdim.
Ey vakitsiz zuhur!
Beni al,
bir gece yarısında
bülbülün sustuğu,
pervanenin kül olduğu o yere bırak.
Ben artık sevmiyorum yanmayı ,
ben artık yanışın kendisiyim.
Ve aşk,
bende çoktan
ateşten secdeye döndü...
Ey aşk, adınla yanmadım belki ama, yokluğunla kül oldum
ve işte içimde, kıyametin sustuğu son durağa vardım ...
Kayıt Tarihi : 17.7.2025 02:27:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!