gün batmış yorulmuşsun
akşam olmuş eve adımlıyorsun
kapıyı çalıyorsun
açan ben
ve karşımda gözlerin yine müthiş yorgunlar
ellerinden tutuyorum seni ki
asıl tutulan benim
içeri adımlıyorsun adımlamasına da
adımladığın yerler yine benim
hey ALLAH'ım bu içimdeki çağlayanlar kimin
yanında yürümek diyorum
üç beş adımdan ibaret değil
her adım say ki asırlardan geçmiş gibi gelir
ey ateş süzmesi !
yüzünde biriken
bu cennetten öte kavramlarda nedir?
ceketini alıyorum
günün yorgunluğunu doldurmuş içine
uzanıyorsun koltuğa ki
koltuk senden önce ne değilse şimdi o manaya gelir
boynundan öpüyorum seni
öyle habersiz öyle birden
öyle içten
boynun ki sıratı müstakim dedikleri şeydir.
boynun ki daha kimseye eğilmiş değil
omuzlarından dünyayı alıyorum mümkünse
artık onlar buralı değil
yanını özlemişim akşama kadar
günkü öyle bir gün değil
her saati bin seneye çarp ta öyle bil
bir buluşma diyorum ALLAH'ım
bir buluşmak cennetten daha güzeldir.
sana bakıyorum
öyle bakmak değil
sana bakıyorum
yüzünde teşhir ettiğin yerler
bir bana verilmiş esması güzide gül,zincir,nehir
sesin ki adımla karışınca
dünyayı kapı dışında bırakan
uç, duvar kilitli menzil
ah yüreği eskimeyen incil
gözlerin bu kadar mı güzel dokunuşlara gelir
çoraplarını çıkartıyorum
yavaş ve usulca
bizde bu bir ata görgüsü
bir sevgi alametidir
dizlerine koyduğum başımı
ey cellat hiç çekinme vur indir
böyle güzel rahle
ancak dizlerinde bilinir
sesim çıkarsa bu aşka edepsizliktir.
avuçların ellerin
sen bilmezsin
başımda tuba dalları gibi
bir bir gezinir
seni dizlerinden izlemek
hangi anka kuşuna nasiptir.
yanına gelince dünyada herkes eşit seviyeye gelir
zengin fakir gardaş olur
aç ölmez tok ölmez
hiç bir ana ağlamayı bilmez bil
herkesin eşit olduğu yer yine senin yanın yörendir
gömleğini yırtmam
bir yusuf hadisesi yaşanmaz
ALLAH'ın emriyle buyurdum bu sefer bil.
gömleginin üç düğmesi
üç günlük dünya çilesine verilmiş
bir bekleme ekidir
göğsün açılır ki mahşer gibi
bu gezindiğim yerler daha bir dünyada keşfedilmiş değil
ey ellerim ey parmaklarım
yaratılmış olmanın anlamı şimdi kavra şimdi bil.
teninde dolaşan ellerime söylüyorum
bu hakimiyet hiç bir kıta ya benzer değil.
uzan sevdiğim döşeğin sana emrine amade değilde nedir.
asırdır gündür beklediğim yer yine gözlerin.
kavuştum buluştum yetmedi
aşık olana hiç bir sabır yetmez bil
hatıra yetinmeyi bilenlerin işidir
her gün yeniden inşa edilen sevgime
hangi hatıra yeterli gele bilir
uzanıyorum yanına..
burada uyumak güzel bir eylemdir...
Kayıt Tarihi : 7.9.2015 22:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)