Acılarını günlüklere değil çizgi çizgi ak alnına nakşeden, ateşten kadınların çelikten çocuklarıyız biz. O korkunç ve mübarek ellerin naif dokunuşlarıyla büyüdük. Bizde hamlık olmaz. Beşikte başlamışız pişmeye. Ateşin çocuklarıyız.Sütümüz de toprağımız kadar katışıksız.
Sabır, içimizde büyüyen o dağdır. Köpük köpük çağlayan derelerimizden, keklikler de su içer kuzgunlar da. Tınmayız. Karga sesini de duyarız ama bülbülcedir türkülerimiz.
Bir nar çiçeği kadar zarif isek meşrebimiz imbikten geçtiğindendir.
Biz karanlıkta da insanız, en az aydınlıkta olduğumuz kadar. Maskesiz ve çırılçıplak... Sövsek de bilirsiniz, övsek de.
Puştçayı bilmediğimizden değildir, dostçayı konuşmamız.
Bir selamı, yüreğimizin bütün kapılarını açacak kadar mahir ve tahir biliriz.
Dost yolunda bir tetik kadar oynak olduğumuz demlerde bile dip kayaları kadar kaim ve daim durur, sevgi bulaklarına kaynak oluruz.
...
Taner Eker
Kayıt Tarihi : 28.1.2021 00:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!