Ateşler yakılmış bir o yanda, bir bu yandaysa ben.. perde perde uzaklaşıyor artık hayallerim, lahzalarda ümide yer yok. İçimde de bir yangın ki giryanımı eder tarumar.. uykularda kalan şehir, bunalan zihin, buhranlarda kalan bir gönül.. ateşler bir yanda bir yandaysa ben. Bir katre fark yok ateşten, hayat köz, aşk kor, sevgi kül, beden yangın yeri.. bir katre gözyaşı kadar narinken hasretin, şimdi sadece alevimi harlıyor. Vuslata kıyamet var, kıyamette nedamet.. nedamette ateşler içinde bir ben, bir yandaysa aidiyet.. şehir kuşluk vaktine kavuşuyor, karanlık güneşe, güneş ayın dostluğuna, ay bayrağa, bayrak vatana, vatansa şehide kavuşuyor da ben bir başınayım. Yansam ki mumum bitmez asla, usanmadan yanarım. Ama o yanda ateşler, bu yanda ben. Ne ümit etmek arzusu ne beklemek seni. Ne istemek uzaklaşmayı gerçeklerden, ne de bilmemek kendimi. Bin parçayım ki, her bir parçası seni anar kendi halinde, her biri için bin ateş yanar şehrin her bir yerinde. Demem ki bir kez bile nerdesin gitme diye. Kanasın gönül diye güle batıran da bendim, ateşler yandı da yandı o anda bülbüller gördü halimi. Sen sanır mısın ki bülbüller gülle aşinadır? Onların yaptığı aşığı taklide kalkışmaktır. Avare olan mecnun mudur ki, benden özge çöle düşeni bağrına alsın serabın? Hangi dağdır ki, benden önce aşığı için delinmemiş olsun? Ne kaldı geriye? Bir yanında ateşlerin her yeri talan eylediği, bir yanında ise yalnız gönlü değil fikri ve zikri de tutuşan bir benin olduğu bir şehir. Bir de o şehrin gizlediği, bilmediği kimsenin gerçek hayaller. Gayya kuyusuna atılmış Yusuf’a benzer hayaller. Yakub’u kör eden hasretten, kokusuna muhtaç eden gerçekler. Sana ait ne varsa hepsini anlatan gerçekler, her şeye rağmen aşkın daim olduğu, gitsen dahi bende senin daim kaldığını değiştirmeyen gerçekler. İşte beni de yakan, gönlümü tarumar eden gerçekler. uğruna sevgili ne şehir ayakta, ne hayat anlaşılmakta…
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta