nisan seli kanalizasyona akarken,
otuzaltı gelincik mevsimi geçti ayaklarımın altından
kağıttan bir gemi gibi bıraktım ruhumu hayatın suyuna, akışına
önce yundum, sonra yandım
suda yununca değil ateşte yanınca arındım
yağmur damlası sel’in yoldaşı,
ateş, külün sevdalısıymış meğer
I
Hüznüm; süngülü yalnızlıklara itilmiş bir Dersim gecesi,
açlığım; bir deri bir kemik,
sabrım; altı aylık unutulmuşluğuyla bir Bahçesaray'lı
ve korkum; yollarına sinmiş bir çakal
ya gidenler evin yolunu bir daha bulamazsa Anerka!
Devamını Oku
Hüznüm; süngülü yalnızlıklara itilmiş bir Dersim gecesi,
açlığım; bir deri bir kemik,
sabrım; altı aylık unutulmuşluğuyla bir Bahçesaray'lı
ve korkum; yollarına sinmiş bir çakal
ya gidenler evin yolunu bir daha bulamazsa Anerka!