Ateş Dişli Ülkem de Şiiri - Ayhan Sarıoğlu

Ayhan Sarıoğlu
102

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Ateş Dişli Ülkem de

ATEŞ DİŞLİ ÜLKEM DE:

Sakula ağacı salar köklerini toprağın bağrına,
Selluka bütün duvarlara tutunabilir,
Sarmaşık kollarıyla yağmur mevsimi boyunca,
İşte doğduğumuz anda böylesine bir inattır içimizde yaşama tutunmak.

Birer suyolu içimizde bütün akışlar,
Ömürler biçilip kentler bir, bir vurulup düşerken…
Kirpiklerimizin havzasında biriktirip,
O pınarlarla ırmakların denize ulaştığı yerde
Gözler ışıldayan kayıp isimli bir şiir dolaşır caddelerde,

‘’Kayıp,, okunmaz asla,
İçinizde hissedersiniz bir gezgindir yüreklerinizde,
Yazarı gizlemiştir, anılar sayfalarına o’nu…
İstanbul’um uyku kırığı gözlerimizle gelmiştik oysa yamaçlarına
Ve sen uyanmamıştın henüz derin uykulardan,
Zamansız düşler vardı göz uçların da.
Mahmurluklarında önce sessizce bir gerindin,
Umut çırpınışları martı kanatlarında
Gece yorgunuydun çıplak bir ten gibi serin,

Fırtınalar koparan gözlerinden.
İşgal orduları sarmış her yanını
Patentleriyle kendi sahnelerinden,
Hüzünlerin alev yüzlü birer barikat,
Umut ışığı idik meydanların da savrulup dağılan,
Göğsümüzde karanfillerle geçerken barikatlarından,
Yüzümüzde savrulan buğday yanığı saçlardan…

Düş çocuklarıydık ve alevlerin içinden geliyorduk,
Oturmuş yamaçların da seni seyrederken,
Bir yanımızda imge yoksulu yaralı anılar,
Bir yanımızda bütün güzelliğiyle sen ve bahar,
İlk çayın burukluğu ve ilk sigaramızın lezzetin de
Çoğu yaban kaldığımız tatlardan kurutulmuş
Dudaklarımız da ülkemizin çatlayan, o coğrafyasından.

Banklarda yatan çocuklarının boyunları ince,
Yoksulluğumuzun atlasına benziyor sanki yüzleri
Ve kaygılarımız var seninle de,
Günün ilk ışıkları vurunca maviliklerine
Diplerinden ışıldadı elâ gözlerin
Ve aydınlandı içlerinde özlem denilen her şey…
Her iklimde genç kızlar ve oğullarındık,
Başımız da akbaba çetelerinin halayı,

Ömrümüzün dar sokaklarında sevişip çoğalırken…
Yürürdük, elimizde kitaplarımız ve yüzümüz de, kırlangıç çığlıklarıyla
Ihlamur kokulu akşamlardan, emeğin akışına doğru,
Henüz alnımızın teri kurumadan o delikanlı düşlerden…

Yürürdük, dört yapraklı bir yoncada,
Yeni doğmuş beşinci bir mevsimi ararcasına
Ve çoğu kez mayıs akşamların da vurulurduk…

‘’Vurulduk ey halkım unutma bizi derken,,

Bir yazıtlar kitabesidir yaşam,
Henüz yazılmamış o sevda destanlarından
Karelenmiş fotoğraflarlardan manşete düşerken yüzler…
Kuşatılmış, delik deşik kentler geçer gözlerimizin önünden,
Mevzi, mevzi barikat yangınları
Toz ve duman bulutları arsasından

Yaralarımız birer martı çığlığı, gözbebeklerimizi havzasın da
Ulaşmak isterken bir sevgiliye,
Ve gecenin ateşlerin içinden çoğaltarak hiçliğimizi
Bak! Yeni yüzler geliyor, yazdırmak üzere kendini tarih sahnesine
Alevlerin içinden her biri barikat yangınları
Ölü küllerimizden göğüsün de, besleyip çoğaltarak karanfilleri,

Hoş geldiniz çocuklar!
Yaşamın sahnesine, hoş geldiniz! …
Peki, bunca hınç bunca izdiham niye?
Bu dünya hepimize yeterdi oysa?
Şimdi kor gözlerimizle dinlerken sessizliği,
Vermiyorlar mı? Alacağız yoksa…
Bendim gelen oysa ey sevgili!
Yüzyıllar ötesinden, bir tarih gezgini
Anılar ki, tek sığınağımızdır içimizde şimdi
Ve ağılar yakmıyoruz yüreklerimize,
Şimdi ağıtların gülmek olduğu,
Bu ateş dişli ülkemde…
1 / 5 / 2009
Ayhan Sarı oğlu

Ayhan Sarıoğlu
Kayıt Tarihi : 27.7.2009 22:37:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ayhan Sarıoğlu