Atatürk ve Karacaoğlan Şiiri - Mevlani U ...

Karacaoğlan; 17. Yüzyılda Orta Anadolu ve Toroslarda, özellikle Gâvur Dağları yöresinde yaşamış, Türk Halk Edebiyatı’nın en önemli temsilcisi ve ekolüdür. Türk Halk Şiir’inin köklü bir damarı, rengi, tadı, güzelliğidir. Türkçe sevgisi ve anadil bilinci yüksek, halkçı bir eğitimci, Anadolu ereni ve aydınlanmacısı olan ünlü bir halk ozanıdır. Türküleriyle halkın gönlünde taht kurmuş, yüreği yanık bir halk adamıdır.
Karacaoğlan bir türküsünde halka şöyle seslenmektedir:
“Koyun meler, kuzu meler/Sular hendeğine dolar
Ağlayanlar bir gün güler/Gamlanma gönül gamlanma
Naçar Karacaoğlan naçar/Pençe vurup göğsün açar
Kara gündür gelir geçer/Gamlanma gönül gamlanma”
Yeni Türk Alfabesi kabul edildi (1928) . Daha sonra Türk Dil Kurumu (1930) kurularak, Türkçe’nin özleşmesi ve arılaşması yönünde yoğun çalışmalar başlatıldı. Dil devrimi sayesinde Türkçe’ de ulusal köklere dönüş ve halklaşma eylemi gerçekleşti. Öğretim Birliği Yasası temelinde, okullarda öğretim dili olarak Türkçe ön plana çıkarıldı. Bu ve buna benzer çalışmaları bizzat Mustafa Kemal Atatürk’ün kendisi yapmış veya yönlendirmiştir. O, gerçek bir başöğretmendir.
Farklı tarihsel dönemlerde yaşamış olmalarına rağmen, Karacaoğlan ile Mustafa Kemal Atatürk arasında düşünce temelinde şöyle tarihsel bağlantı kurulabilir diye düşünüyor; bunu şöyle temellendiriyorum:
Türk Devrimi (Atatürk Devrimi) , ulusal bağımsızlık temelinde gelişen halkçı bir eylemdir. Türk Devrimi; aydınlanma, çağdaşlaşma ve ulus devlet yaratma projesidir. Ulusal Kurtuluş Savaşı’mız ve uzantısı olan Türk Devrimi özünde tam bağımsızlıkçı ve antiemperyalisttir. Türk Devrimi’nin teorik ve pratik temeli “Kemalizm’dir”. Kemalizm bir fikirler ve görüşler bütünüdür. Dünya ve ülke sorunlarına aklın ve bilimin ışığında çözümler üreten bir yaklaşımdır. Bu devrimin önderi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Mustafa Kemal Atatürk de Karacaoğlan gibi bu toprakların yetiştirdiği bir Anadolu aydınlanmacısıdır. Bu dün de, bugün de böyleydi; yarın da böyle olacaktır. Türk Devrimi kendi yatağına döndürülüp geleceğe doğru akacaktır.
Belirtmiş olduğum duygu ve düşüncelerle ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ölümünün 68. Yılında saygıyla anıyoruz. Ruhu şad olsun. Toplumumuz açısından bu acı ve anlamlı günü tüm “Türk Ulusu” ile yürekten paylaşıyorum. Yurdumuzda yaşayan herkese halkçı ve devrimci selamlarımı sunuyorum.
Saygılarımla…

06 Ekim 2006/Tarsus-MERSİN