Bazı insanlar vardır ki, yaşadıkları çağ onların büyüklüğünü tartamaz. Onlar yalnızca bir dönemin değil, bir insanlık fikrinin tecellisidir. Mustafa Kemal ATATÜRK, işte o nadir insanlardan biridir. Onu “vatansever” diye anmak, bir okyanusu avuçla ölçmeye kalkmak gibidir. Çünkü o, vatanı sevmekle kalmadı; onu yeniden kurdu, ona yeni bir ruh, yeni bir anlam kazandırdı.
Vatanseverlik, çoğu zaman duygusal bir bağlılıktır. İnsan, doğduğu toprakları sever, onu korur, uğruna fedakârlık eder. Fakat ATATÜRK’ün sevgisi bu sınırları aşan bir bilgelikti. O, duygudan öteye geçen bir bilinçle hareket etti; sevgisini akılla yoğurdu, cesaretle besledi. Çünkü o, vatanı bir kader olarak değil, bir irade meselesi olarak gördü.
Bir milletin en karanlık anında, yıkıntılar ve umutsuzluk arasında, o bir ışık yaktı. O ışık ne salt askerî bir zaferin parıltısıydı, ne de geçici bir coşkunun ateşi. O ışık, bir milletin yeniden düşünmeye, yeniden ayağa kalkmaya, yeniden insan olmaya başlamasının ışığıydı.
ATATÜRK, bir ülke kurarken aslında bir bilinç inşa etti.
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum.
Eve ekmekle tuz götürmeyi;



Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta