Atatürk'ümün Bayrağı Altında.

Nihat Yücel
232

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Atatürk'ümün Bayrağı Altında.

ATATÜRKÜMÜN BAYRAĞI ALTINDA

12 Mart 1971 tarihinden sonra resmi dairelerin girişlerinde bir nöbetçi memur bulundurulurdu. Ben o zaman İstanbul Valiliğinde çalışıyordum. O gün benim nöbet günümdü. Nöbetçi memurun masasında bir defter bulunurdu. Bu deftere Valiliğe gelen kişilerin adı, soyadı, kiminle görüşmek için geldiği yazılır ve kendisine ziyaretçi kartı verilirdi.
Elli yaşlarında, takım elbiseli, oldukça esmer, uzun boylu, koyu siyah saçları arkaya doğru taranmış biri geldi yanıma. Bir dilekçe yazdırmak istiyorum dedi. Azerbaycan ağzı ile konuşuyordu, zor anlıyordum. Bir kat aşağıya indik. Dilekçesini daktilo etmeye başladım. Dilekçesinde şöyle diyordu. “Ben çocuklarımla birlikte İran’dan geldim. Atatürk’ümün Bayrağı altında yaşamak istiyorum. Operatör doktorum. Bana geçimimi sağlayabilmem için hastanelerin birinde iş verilmesini istiyorum.”

Dilekçeyi yazdıktan sonra, doktoru yanıma alarak Valilik Hukuk İşleri bürosuna götürdüm. Hukuk İşleri Müdürü dilekçeyi okuduktan sonra bu işlerin öyle kolay olmayacağını söyledi. Dilekçeyi Vali Muavinine havale için götürdük. Vali Muavini dilekçeyi okuduktan sonra, başını kaldırarak “ Sen İranlısın “ deyince doktor sinirlenerek masaya doğru eğildi, sol elini masaya koyarak sağ elini açık bir vaziyette Vali Muavinine doğru uzattı ve “ Ben İran’da Türküm, Türkiye’de Farsım bu nasıl iştir. Söyleyin ben kimim. Ben İran’dan çocuklarımla birlikte kaçıp Türkiye’ye sığındım. Atatürk’ümün Bayrağı altında yaşamak istiyorum. Beni İran’a gönderirseniz şah beni asar.” Dedi. Vali Muavini
Dilekçeyi havale ederek bize verdi.

Emniyet Müdürlüğü Eminönü- Sirkeci arasında idi. Sirkeci’de Atsız hocanın avukatlığını yapan Kerküklü Enver YAKUPOĞLU’nun bürosuna gittik. YAKUPOĞLU’na durumu anlattık. YAKUPOĞLU doktorun Avukatlığını üstlendi. Birlikte Emniyet Müdürlüğüne gittik. Emniyet Müdürlüğü doktor hakkında araştırma yapılacağını söyledi.

Birkaç gün sonra doktor yanıma geldi. Birlikte kaldığı otele gittik. Otel tren garının üst tarafındaki cadde üzerindeydi. Otel odasına girdik. Odada doktorun eşi ve çocukları vardı. Eşi lavaboda bulaşık yıkıyordu. Bulaşığı bırakıp bize hoş geldiniz dedi. Neredeyse iki odanın yarısına yakını sarılı bağlanmış denkler, yorgan, yatak ve mutfak eşyası doluydu. Çocukların en küçüğü dört-beş en büyüğü ise on beş on altı Yaşlarında merdiven basamakları gibi altı çocuk bana korku ve merak içinde bana bakıyordu.

Daha sonra doktor ve çocuklarının mülteci kampına götürüldüğünü öğrendim. Bir ay kadar sonra da İran’a gönderildiğini Enver YAKUPOĞLU üzülerek anlattı.

Nİhat YÜCEL

Nihat Yücel
Kayıt Tarihi : 14.12.2018 00:26:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


BU BİR ANIDIR

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Nihat Yücel