Atatürk le ilğili Şiiri - Sebahattin Köm ...

Sebahattin Kömürlü
820

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Atatürk le ilğili

ümden bir kaç anı paylaşayım mı?


Ordinaryüs Profesör Reha Oğuz Türkkan'ın Mustafa Kemal Atatürk ile anısı...

Bozkurtvari Gözler Bir de Palabıyık Bir Şah

1934 senesi haziran ortalarıydı, 14 yaşındaydım.

Büyük Ada'daydım.

Bahçıvan Muharrem telaşla koşup geldi; 'Paşam geldi! Paşam geldi! Pederinizi soruyor,' diye bağırıyordu.

Kapıda atlı faytonda Atatürk varmış. Yanında da İran Şahı Rıza Pehlevi. Atatürk onu gezdiriyormuş. Babamın evi olduğunu duyunca arabayı durdurmuş, tanığı Ziya Bey'e bir merhaba deyip kahvesini içecekmiş.

Aksi gibi babam işi icabı İstanbul'daydı. Sokağa çıkan 40 küsur basamak merdiveni nasıl çıktığımı bilemiyorum. Nefes nefese oraya vardım.

Atatürk'ü hemen tanıdım. Resimlerinde de daha yakışıklı, daha heybetli bir insan. Çocuk hayalimle başının çevresinde sanki nurdan bir ışık görmüş gibi bakakaldım. Hayır sarışın başı değil, gözleriydi beni çeken. Sonraları heykellerde, resimlerde görüp tanıyacağım o delici, insanın içini okuyan bozkurt gözler!

Yanındaki 'izbandut' gibi oturan iriyarı çok esmer tenli ak palabıyıklı İran Şahı Pehlevi'nin bıraktığı intibayla taban tabana zıttı Atatürk'ün karizması. İçimden, 'önder böyle olur işte! ' dediğimi çok iyi hatırlıyorum.

Cumhurbaşkanımızın ve Şah'ın ellerini öptüm, babam için özür diledim ve eve davet ettim.

'Alacağımız olsun, bir dahaki sefere' diyen Atatürk beni arabasına aldı, karşısına oturttu. Başımı okşadı, hangi okula gittiğimi sordu.

'Kabataş Ortaokuluna' dedim.

Hemen ilgilendi.

'Sınıfta Gagağuz Türkü üç öğrenci var mı? ' diye sordu.

'Evet var... Komik soy isimli: gagalı, oğuzlu. Birinin adı Mikail, ötekininki Jorj. İyi kaynaştık ama... Hem de üçü de Hıristiyan olduğu halde...'

Gazi sözümü kesti:

'Olsun soyları Türk. Senin gibi, benim gibi. Romanya elçimiz Hamdullah Suphi'ye ben talimat verdim, anlaşma yaptı himayeme aldım, başka Türk öğrencilerde yollayacak. Onlarla iyi anlaşın. Türkiye'nin dışında daha birçok Türk var. Türklüğü iyi öğrenin' dedi. Şahın sıkılmasına aldırmadan bana adeta ders verdi.

'Adlarında komik bir şey yok, onlar 'Gagağuz' yani 'Gökoğuz' Türkü. Hıristiyan olmuşlar yüzlerce yıl önce, Hazar Türkleriyken... Musevi dininden olanlar da var. Ama hâlâ Türkçe konuşuyorlar... Bize akraba olan halklar da var. Macarlar gibi. Kızılderililer gibi. Gitmişiz Amerikalara bile. Bunları öğreneceksin. Gagağuz arkadaşlarına çabuk kaynaştığına sevindim. Başka okullarda da benim himayemle gelen Türkiyeli olmayıp Türk olan öğrencilere de rastlayacaksın. Özbek, Kırgız. Onlar üstelik Müslümanlar. Yurtları işgalde. Bu sözlerimi unutma, belki bir gün gene görüşürüz bunları baban da varken' dedi. Tekrar elini öptüm, o da saçlarımı okşadı ve arabacıya 'sür atları' dedi.

Bu konuşmanın üzerimde etkisi büyük oldu. Hele daha da küçükken Kızılderilileri kurtmaya sevdasına kapılan benim gibi bir çocuğa.

izmir’de yayınlanan Yanık Yurd Gazetesinin (28 Nisan 1925) 95. sayısında, 23 Nisan 1925 tarihli Türk Ocakları 2. Kurultayı’na katılan delegeleri kabul sırasında, Atatürk’ün beyanatı resimde görüldüğü şekilde haber yapılmıştır. Bu haber resimdeki belgede hem eski yazı hemde günümüz yazısı ile yer almaktadır.

“TÜRK VE TÜRKÇÜLÜK ALEYHİNDE BULUNANLARI EZECEĞİZ! ”

Mustafa Kemal Atatürk

http://cumhuriyetintarihi.blogspot.com/2013/07/turk-ve-turkculuk-aleyhinde-bulunanlari.html

Türkler'le ilgili Atatürk'ün dikkatini çeken bir ayrıntı

Atatürk'ün çok okuyan bir insan olduğunu bilmeyenimiz yok gibidir.Atatürk sadece okumak ile kalmaz, kitap içinde ilgisini çeken yerleri işaretler ve yanlarına notlar alırdı.Atatürk Cihan Tarihinin Umumi Hatları isimli eseri okurken bir çok işaretlemelerde bulundu, işte onlardan bir tanesi;

'Bütün Irklar ve bütün sınıflar kendi halkları arasında ve kendi ülkelerinde kaldıkça, değer ve saygınlık kazanır.Fakat yabancı ülkelere gidecek olurlarsa, sefalete düşer, aşağılanır ve horlanırlar.Türkler ise, kendi soyları arasında kaldıkça bir aile içindedirler.Ve özel bir güç veya kudret sahibi olamazlar.Fakat ülkelerini terkederler de bir müslüman memleketine giderlerse, oranın güçlü kişisi olurlar.Kendi soyadlarından ve ocaklarından, kendi hısım ve akranlarından ne kadar uzaklaşırsa, o kadar değeri artar.Hz.Adem'den bu güne kadar gelmiş geçmiş hiç bir kavimde, ne kadar pahalıya alınmış olursa olsun, bir tutsağın taç ve tahta kadar yükseldiği görülmemiştir.Oysa Türklerde buna pek çok örnek vardır.

Türk Kralı olan, bilgisi erdemi yeteneği ile tanınmış Afrasiyad: 'Türk denizin dibinde bir istiridyenin kabukları içinde saklı bir inciye benzer.Bu inci denizden çıkarılıp, bir hükümdarın tacını yada bir gelinin kulaklarını süslediğinde değer kazanır' demiş.'

(Cihan Tarihinin Umumi Hatları.-3. Cilt Wells, Herbert George)

Atatürk işaretlediği bu yerin altına latin harfleri ile 'DİKKAT' yazmıştır.

http://cumhuriyetintarihi.blogspot.com/2013/07/turklerle-ilgili-ataturkun-dikkatini.html

-
-
-
-
-
-

Mustafa Kemal Atatürk'ün kapattırdığı okul

Cumhuriyet'i kuran milli kahramanlarımıza, bir çok iftira atıldı.Özellikle Mustafa Kemal için, kimi zaman Yahudi, kimi zaman ise din düşmanı dendi.Bazıları ise, tek parti dönemini Hristiyanlığa geçiş dönemi olarak, göstermeye çalıştı.

Bursa Amerikan Kız Koleji, 1854-1928 yılları arasında Bursa’da hizmet veren, lise düzeyinde bir okuldur.Bu okulu diğer okullardan ayıran nokta ise, bu okulun Atatürk tarafından kapatılmış olmasıdır.Okulun kapatılma sebebi ise, 4 öğrencinin İslamiyet'i terkederek Hristiyanlığa geçmesidir.

Hristiyanlığa geçiş süreci olarak gösterilmeye çalışılan, bu dönemin aslında misyonerlikle mücale edilen bir dönem olduğu açıkça görülmektedir.Sadece 4 öğrencinin İslamiyet'i terketmesi üzerine bir okulun kapatılmış olması, bu konuda ne kadar kararlı bir politika izlendiğini görmemiz açısından oldukça önemli bir örnektir.

http://cumhuriyetintarihi.blogspot.com/2013/07/mustafa-kemal-ataturkun-kapattrdg-okul_23.html
KUYRUK ACISI

Atatürk'un yurt kurtarıcı olduğunu, milletlerin en vefalısı olan Türkler asla unutmayacaklardır.

Noell Roger Gazetesi, Fransa

... Atatürk öldü. Barış kubbesinin Doğu sütunu yıkıldı. Artık evrende barışı kimse garanti edemez. Nitekim Avrupalı devlet adamları; O'nun 1930'da yaptığı uyarı ve tavsiyeleri dinlememiş ve dünyayı 1939 yılında ikinci büyük savaş felaketinin içine sürüklemişlerdir.

Sanerwin Gazetesi, Fransa

Atatürk, dünyanın çok nadir yetiştirdiği dâhilerdendir. O, bütün bir tarihin seyrini değiştirmiştir.

Ennehar Gazetesi, Lübnan, 1938

Kemal Atatürk, yalnız bu yüzyılın en büyük adamlarından biri değildir. Biz Pakistan'da, O'nu geçmiş bütün çağların en büyük adamlarından biri olarak görüyoruz. Askeri bir deha, doğuştan bir lider ve büyük bir yurtsever...

Eyüp Han, Pakistan Cumhurbaşkanı

'Allah bir ülkeye yardım etmek isterse onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi
lider getirir'

Tahran gazetesi

Yukarıdaki sözler tüm dünyanın Mustafa Kemal hakkında ne düşündüğünü bizlere gösteriyor.Ama ne yazıktırki Mustafa Kemal'in tüm ömrünü adadığı türk milletinin önemli bir kısmı Mustafa Kemal hakkında bu kadar iyi düşünmüyor.

İyi düşünmedikleri gibi saygı gösterme zahmetinde bile bulunmuyor.Sanıldığı gibi bu zihniyet yeni bir zihniyet değil.Bu köhne zihniyet ne yazıkki Cumhuriyetimizden bile eski bu zihniyet geçmişte bakın bizim kahramanlık destanımız için neler söylemiş.

Medrese Hocaları Derneği (Cemiyet-i Müderressin)

'Kuva-i milliyetciler kudurmuş haydutlardır.'

Divitli Eşref Hoca:

'İngilizlere meydan okuyoruz. Bu en büyük küfürdür.' - 1920

Yazar ve Nazır Ali Kemal:

'Düşmanlar, Teşkilat-i Milliye'den bin kere daha iyidir.' - 23.04.1920

'Ankara'dakilerin Yunanlılara hala meydan okumalarına çılgınlıktan başka bir sıfat verilemez. Yunanlılarla aramızda akılca da, ilimce de, kuvvet bakımından ve her açıdan bu kadar fark varken onlarla muhabereye girişilemez.' - 07.08.1920

'Kars alındı. Demek ki işlemediğimiz bir hata kalmıştı. Ermenistan'a taarruz ile onu da tamamladık... Ankara yâranı nihayet meramlarına erdiler. Ermenistan'a yürüdüler. Kars'ı işgal ettiler.' - 11.11.1920

Avrupa ile başa çıkmayı asırlardan beri Asya'nin hangi kavmi başardı ki biz başarabilelim.' - 06.02.1921

Bu sözlerde hilafet-halife yanlılarının sözleridir. ve ne yazıktıki bu insanlar türkçe konuşan insanlar.Gerçi osmanlı Şeyhülislamı Mustafa Sabri efendi türkçe konuşmakta istemiyor. Ama sonuç olarak bu insanlar işgal altındaki bir memleketin vatandaşları.

Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi Diyor ki

'Benim elimden gelse Türkleri Arap yaparım, diğer Müslümanları da. Bunların vaktiyle Araplaşmadığına da çok eseflenirim. Arap dili, ne Türk diliyle ne de Çerkez diliyle kıyas kabul etmeyecek derecede üstünlüğe sahip olduğundan, insanın, milliyetin küçüğüne sahip olup da onunla iftihar edeceğine büyüğüne sahip olarak onunla iftihar etmesi daha kárlı ve makul olur.”

Bu zihinyet ne yazıkki kendi davalarını İslam'ın emri olduğunu iddia edebilen insanlardır.Alttaki bildirge onlarca örnekten sadece birisi;

İslam yüceltme derneğinin bildirisi:

'Yunan ordusu halifenin ordusu sayılır. Hiç de zararlı bir topluluk değildir. Asıl kafası koparılacak mahlukat Ankara'dadır.' - 1920

Bu gün ise bilgiye ulaşmak artık 90 yıl önceye oranla çok daha kolay.Bunu çok iyi bilen din tüccarları da zamana ayak uydurdular.ZAMAN makinesini icat edemediler ama en az onun kadar tehlikeli birşeyi keşfettiler o da medyaydı.

Tahmin edilebileceği gibi internetten yapılacak bir araştıma ile geçmişte verilen fetvaların bildirgelerin dinle alakası olmadığını herkes çok rahat görebilir.

Bunu çok iyi bildiklerinden olsa gerek RESMİ TARİH yalanları adı altında bir şehir efsanesi yarattılar. Tvlerde 10 Kasım günü bile bu efsaneleri halka anlatttılar.

Bu efsaneye göre tüm dünyanın KAHRAMAN olarak gördüğü Mustafa Kemal aslında Kahraman değil hainmiş.Hatta Atatürk döneminde milyonlarca insan katledilmiş.İngiliz muhriplerinin söyledikleri sözler ise bir taktikmiş nasıl taktikse cahil halk onların verdiği fetvalarlara dayanarak en zor günümüzde bir sürü ayaklanma çıkarmış binlerce şehit vermişiz.

Belkide ordumuz bu ayaklanmalarla oyalanmasa çok daha geniş sınırlara sahip olabilirdik en azından Selanik türk yurdu olarak kalabilirdi.

Son bin yıllık tarihimiz bizelere göstermiştirki türk milletinin geri kalmasını sağlayan tüm olaylar din perdesi altında bu millete iyi birşey gibi dikte ettirilmiştir.Matbayı istemeyen alim denen insanların zihniyeti bu günde devam ediyor ve güzel dinimizi kendi istekleri için araç olarak kullanıyorlar.

Fazla bilinmemesine karşın Musafa Kemal dinimizin doğru bilinmesi için büyük reformlar yapmıştır ve insanlarımız bu gün dinimizi çok rahat ve doğru bir şekilde öğrenebiliyor.

Osmanlı döneminde olduğu gibi bir alim tek sözüyle milyonları kandıramıyor milyonları kendi çıkarlarına göre kullanamıyor.Bunun en büyük Sebebi İse hain dedikleri Atatürk'ün dinimze yaptığı büyük hizmetlerdir.

Bu günkü tüm Cumhuriyet düşmanlığının sebebi budur amaçları iddia ettikleri gibi daha iyi bir demokrasi değildir.Tüm amaçları eski haketmedikleri itibarlarını geri kazanmaktır.

Sebahattin Kömürlü
Kayıt Tarihi : 27.7.2013 19:50:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Sebahattin Kömürlü