Yapma dedim sana, beni bu sevda deryasına atma dedim!
Ben küçük bir serçeyim, tüylerim yolunmuş, kanadım kırık; etim ne butum ne?
Dayanamam ben böyle sevdalara, tutsak kalamam, pır pır uçarım.
Ağlarım, gözlerimden akan yaşla akar çaylar, çağlar dereler, coşar ırmaklar! ..
Ah ettikçe ılgıt ılgıt eser nefesim, sarı yaylalarda buğday başaklarını sallar, dağı taşı inletir, karlı kayın ormanını üşütür!
Yapma dedim sana, ben ayrılığa dayanamam yurdumdan elimden, canımdan cananımdan ayrı duramam.
Korktuğumdan değil demir parmaklıklardan, ardında geçen ömre yanarım, boşa geçen zamana.
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman