İnsanların halk yaşantılaşması ile toplumsal ilişki yaşantılaşması, alabildiğine farklı ve görece bağıntılı olabilmektedir. Halk yaşantılaşmasında, serbestlikle olan yan, halk-insan öznelliğinin, zenginlik havuzu olmasıdır. Halkın, toplumla girişenli olan, bağıntılı olan yanı, jonksiyon kontrolle, yani azalan ve artan toplum ve halkın ara kontrolcü, iletiş ilmeleri ile alabildiğine olmacı yanları da, böylelikten ve zamanla sınırlaşırlar. Özellikle halkın topluma yönelen öznel yan dalga atımları zayıflatılır, sönümletilir ya da şiddetlendirilir, salınışları büyütülürdür.
Toplum ve halkın iç içe girişenli kamusal gerilim alanları ile denetleşir, birinci yancın, yani toplum ve halk alanının belirmesine karşın, ikinci bir temel özellikleri de şudur. Toplumların zaman içinde oluşan sürekli ve kesikli gelişmeleri vardır. Ve toplum bu nedenle devrimlerini zorunlu olarak devreye sokar. Bu durum, zamanın yönüne göre ve değişmelerle uyumludur.
Toplumlar dönüşürken, halk alanı bu gelişme ve değişmelere kendi iç zorunluluğundan ötürü, çabuk uyamaz. Hatta halk, zamanın gerisine doğru kaymalarla ya da çok yavaştan olabilecek değişmeleriyle ortaya çıkacaktır. Böylelikle iki ayrı alan sürtüşür. Sürtüşmenin kaynağı kendiliğinden bir ileri gidişle ve kendilik bir yavaş oluşun geride kalışıdır. İki sürtüşen yapılar yaşayışı alanlarındaki faylaşmalar da, kendi güç birikimlerini yapacaktır. Bu güç birikimleri de, alanların dalgalanması ve hareketidirler.
İşte çağlar içinde, çağlar boyunca sürtüşen insan yaşamlarının oluşmasında, insanların üretici olan zamanları toplumladır; tüketen zamanı halk yaşantılaşmasıdır. Bu güç alanları da, aşılması gereken durumları ortaya çıkartmıştır. Bir takım ufak ufak adımların, totem ve kutsal tabu oluşları ile dinleşen otoritelerle yapı içine, kuram ve yasaların konulmasına gidilmiştir. Bu hal, ilahilik ve kutsallık özüne büründürülerek toplum ve halk alanların içinde sürmüştür. Ancak zamanla, alanların keskinleşen ve farklılaşan yaşamsal tüketim ilişkileri ve alanların ideolojileri nedeniyle, kutsallıklarla tam bir çatışmacı sürüklenme içine girilmiştir. Halk alanın ideolojisi sanal anlamalı dini inançlar olurken, toplumların ideolojisi nesnel uygulamacıdır. Ve değişik politikalarla değiştirilebilirdir.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta