Atatürk / Bir Masal Kahramanı

Sedat Demirkaya
212

ŞİİR


22

TAKİPÇİ

Atatürk / Bir Masal Kahramanı


Ben masallara bayılırım.

Masal kahramanları hep kötülerle ve kötülüklerle savaşır.

Biz daha beşikte iken annelerimiz ve ninelerimizden kötülüklerle sabırlı ve akılcı bir biçimde üç vadeye kadar bıkmadan usanmadan mücadele etmeyi ve ne olursa olsun o kötülüğü yenmeyi öğreniriz.

İnsanların başına bela olan cadı ya da devler ne kadar güçlü, ne kadar korkutucu olursa olsun insan aklı ve cesareti karşısında bir mum gibi erir, zavallılaşır.

Bizim masallarımızdaki kara bulutları dağıtan, uzaklardan gelen o devleri ve kötü adamları kovan; gün ışığının o hayat veren sıcaklığı ve enerjisini evlerimize, okullarımıza kadar getiren o masal devlerine bir bir hadlerini bildiren, hem içimizden biri olan, hem de olağan üstü güçlerimizi harekete geçirebilen eşsiz kahraman Mustafa Kemal'dir.

Masallardaki o büyük sarayın bize yasaklanmış odalarını ve o odaların devasa kapılarını bir gün cesretle aralamayı o akıl etti.

Yolları, fabrikaları, barajları, o güne kadar nedense işlemediğimiz o uçsuz bucaksız tarlaları ve şimdi sınıflarını doldurmayı akıl ettiğimiz okulları..

Bizim her gün önünden geçip de insanoğlunun hizmetine sunmaya bir türlü cesaret edemediğimiz nimetleri bir bir yine o görünür kıldı.

Kimi odalarda yüzlerce binlerce yıldır insan eli değmemiş altınlar, pırlantalar, türlü madenler, defineler varmış, o gün yüzüne çıkardı.

Başka bir odada insan aklını ve ruhunu besleyen türlü meyveler varmış hiç el değmemiş ve dokunmadığımız.

Sanatlar, bilgiler, hünerler döküldü kütüphanelerden, raflardan..

Bir piyanonun eşsiz şarkılara hayat vermek, insan ruhundan dökülecek coşkuya eşlik etmek için dokunulmayı bekleyen sıra sıra tuşlarına o eşsiz nağmeleri ilk o üfledi.

Vatan denen o dağlara, vadilere, ovalara yeşillik, tazelik, sağlık, türlü çeşitli renkler ve kokular yayıldı.

Şehirden şehire bizi bağlayan yollarına canlılık, evlerin bahçelerinde, odalarında yüz yıllardır uyuyan ya da çaresiz dönüp duran insan bedenlerine küçük dokunuşlarla o sağlık ve can verdi ve ülkeye gürül gürül bir neşe, bir gayret geldi.

Sonra kara sakallı adamlar geldi mağaralardan..Yedi uyurlar derlermiş adına..

Onlarla birlikte efsaneler, korkular ve başka hikayeler başka masallar..

Sonra bitmez tükenmez kuyruklu bir yalan geldi.

İyi adam hoş adam ama içki içiyor, dediler. Sen onu boş ver, bizi dinle, dediler.

Türk'ün ateşle imtihanından sınıfı pekiyi ile geçtik de Türk'ün içkiyle imtihanında bütünlemeliyiz!

Ne içkiymiş be arkadaş!

Biz şimdi yerimizde sayıyor
ve yeni, yeniden bir zamanlar ruhumuzdan, dilimizden, tarihimizden, fabrikalarımızdan, okullarımızdan, evlerimizden sokaklara taşan o neşeyi, kardeşliği, bolluğu ve bereketi arıyoruz.

Dağları denizleri aştık da nasıl desem güzel kardeşim, bize reva mıdır ki büyülenmiş gibi biz "iki bardak içki masalı"nda boğuluyoruz!

Sedat Demirkaya
/ Denize Atılan Mektuplar

Sedat Demirkaya
Kayıt Tarihi : 13.8.2020 13:57:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Sedat Demirkaya