Atasözlerimize çok meraklıyım. Atasözleri ile ilgili kitaplar, ansiklopediler okurum. Duyduğum, okuduğum atasözlerini hemen not alırım. Yazılı ve sözlü anlatımda sık sık onlardan yararlanırım. Atasözleri beni, uzun uzun konuşmaktan kurtarır. Söylemek istediğimi kısa yoldan anlatabilmemi sağlar.
Şöyle örneğin: Ben kahve tiryakisiyim. Günde en az altı, yedi fincan kahve içerim. Nereye gitsem, kime gitsem, hemen bir fincan kahve ikram ederler bana. Zaten yaşadığım kasaba küçük bir yerleşim birimi olduğu için, hepimiz her birimizin neyi sevdiğimizi neyi sevmediğimizi biliriz. O nedenle eşim-dostum, hemşehrilerim benim kahve tiryakisi olduğumu bilirler. Ama yine de sorarlar bazen:
”Kâmuran Hanım! Kahve içer misiniz? ”
Hemen bir atasözüyle yanıt veririm:
“Tilkiye tavuk eti sever misin diye sormuşlar; adamın güleceğini getirmeyin demiş.”
Ve hemen kahvem gelir.Ya da; “Hacıya - Tesbih alır mısım? – diye sormuşlar; - Ha biz buraya niye geldik – demiş.”
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız