Bu defe daş üstüne yazılan atamın.
Daş kimi soyuq, daş kimi ağır atamın
O zaman da soyuqdu
Amma o soyuqıuğunda bir heraret vardı
İndi üşüdür meni
O zaman da ağır idi atam
Amma o ağırlığında bir erdem vardı
Zülfü kimi ayağın koymaz öpem nigârum
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Devamını Oku
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
ŞAMAN, KURTLAR, TURAN VE SEN
Aaauuuuu!
İki ayrı avaz yankılanırken karşı dağlar da
Sen ve silik hayalin… Pek sancılı bir avuntu.
Kıvranıyorum,
Genişçe bir, mağarada
Gene gözlerinle doğranıyorum.
Aç pencereni, uzat avuçlarını
Damlalarını yakala… Damlaları yakala…
Dışarıda unutmuşsun pabuçlarını.
Kımız kokusu ve ateşte har
Şakır şakır yağan bir yağmur
Dalları kıran, çılgın bir rüzgâr.
Destursuzca giriyor bir Şaman
Acı acı gülümsüyor halime
Diyor; Oğul, tek ilacın zaman.
Susuyorum… Çok susuyorum
Dışarı da sellerin taşkınlığı, Ergenekon’a
Şaman susuyor, ben susuyorum.
Aaauuuuu!
Yoruluyor olmalı karşı dağda iki kurt
Kaçırtıyor, ya da bizim Şaman’ın korkusu.
Oğul dinle… Hey oğul iyi dinle
Aşk kişiye Tanrı armağanıdır… Sevmeli kişi
Lakin inleyeceksen Vatan için, şeref için inle.
Oğul hey Oğul! Biraz daha sokul!
Turan için, Millet için değilse başbuğ fermanı,
Uyma, Gök Tanrı asla bağışlamaz, olma kula kul.
Mazi de Bozkurtların ölümü de var, Dirilişi de
Milletinin kanını içenler için yaşasın cehennem
Ati de bir Kürşad tattıracak, yenilmezlere, yenilişi de.
Şu ocakta yanan yeşil ışık Türk’ün Turan’ın bahtı
Bozkurt’la Turul’un vuslatı demek… Vakit yakındır,
Yıkılacak Çin, Rus, Amerikan ve bütün düşmanların tahtı.
Sırılsıklam uyanıyorum düşünce yatağımdan
Hayırdır inşallah hey Yürek Yağmur diyorum,
Elbette çıkacaktır milletim, Turansızlık batağından.
Şaman, Kurtlar, Turan ve SEN aynı rüya da,
Tek yorumum var… Turanı kuracağız bütün dünya da.
Adanasız, 24.01.15 – 05.32 Y.Yağmur
.......
Hörmetli Hanımefendi; Şiirinizi aynen sizin yazdığınız gibi anladım. Babanızı hörmetle ve rahmetle anıyorum. Babanızın sağladığı dengeyi sağlayamayan hatta bundan haberi olmayan kalabalıklara karşı öfkem depreşti de onun altını çizmek istedim. Tekrar kutluyor ve sizi selamlıyorum
Hörmetli Hanımefendi;Şiir mükemmel ifadelerle dolu tam puanla kutluyorum. Ancak bir noktanın altını çizmeden geçemeyeceğim. Elbetteki atamız bizi yürekten sever ve yüreğimiz o sevgiyi hisseder. Ama hangi yüzyılın hangi çeyreğinde töre kılıfıyla kültürümüze yerleştirildi ise; Yüreğin hisettiği sevgiyi tenin hissetmesi, gözün görmesi, ve kulağın duyması engellendi. Bunun kadim kültürümüzden olmayıp dejenere amaçlı olarak yerleştirildiğini düşünmekteyim. Halen bol miktarda, alim kisvesi ile gezipte kız çocuklarını dört yada beş yaşından sonra kucağına almayan zavallılar bile var ülkemizde. Hörmetle selamlıyorum.
Öyledir Halide hanım... Taş dillenir ölenler dillenmez artık. Onlar erdemleriyle anılırlar sizin yaptığınız gibi. Bir Kızılderili Atasözü der ki; ölülerin ardından bizi en çok üzen sağlıklarında onlarla konuşamadıklarımızdır.Düşünüyorum da buraya yazdıklarınızın acaba ne kadarını sağlığında babanıza söyleyebildiniz?... Sevgilerimizi zamanında söyleyebilmek en güzel şey... Kutluyorum bu güzel şiiri ve sizi ... Nicelerine...
Düşündürüyor işte... Derler ki, 'insan tekamül eder', değişir, gelişir..
Oysa biz 'dünü arıyoruz...'
Dünde Atalarımız daha bir erdemli, daha bir 'ağırdı sözleri, duruşları...' Yüzlerinde nur, saçlarında ışık vardı...
Şimdilerde 'taşlarından okuyoruz', onlar dil verip anlatıyor geçmişi... Ama Atam dil vermiyor, konuşmuyor artık...
Sayfanızda olmak hem dinlendiriyor, hem de düşündürüyor Halide Hanım... Siz gerçekten 'okunmalısınız...'
Hayranlıkla kutluyorum.. 'Şiire can veren' ellerinize, gönlünüze sağlık...
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta