Mavi gözlerinde dağılıyordu Bulutlar...
Yine uykusuz bir gece geçirdiğin belliydi
Seyrelmiş sarı saçların dik yamaçlardaki...
Münevver gibi...
Düşmüştü tepelere
Ağzında acı bir tad vardı sanki...
Yoksa bu içtiğin çay kahve...
Bozmuş muydu mideni...
Çok mu gelmişti bunlar sürekli...
Parça parça düşüyordu toplar tepelere..
Fakat senin münevverin...
Eritiyordu sanki onları...
Derken sağda solda uçuşan...
İnsan parçaları...
Parçacıkları...
Askerlerin organları...
Ve sen tepede oturmuş izliyordun savaşı
Sanki Tanrı gibiydin...
Gözlerin dalmıştı ta uzaklara!
Sonra bir bomba düştü
Yanıbaşınıza...
Ama sen aldırmamıştın yerindeydin...
Mâhmur ve sakit bakışların...
Tanrıyım ben dercesine
Dağları delercesine...
Bir ses işitildi kıyamet-i deryada...
Sonra...
Dikkat edip baktın ki...
Kardeş yapışmış, kardeşin boynuna
Bakışların takıldı süngü darbelerine
Ve sularında dağıldı süngü yakamozu...
Gözlerinden bir yaşmı düşmüştü yoksa...
Bir kum pareciğimiydi...
Havada savrulan bir toz bulutu...
Seninle dertleşmeye devam ediyordu
Ağrılı, çekilmez çileler
Geceyle birlikte...
Yakıyordun düşmanın köküne...
Çakmak suyu
İçiyordun yazıhanende aşkını!
Sonra aklını bir hayal kapladı hayret!
Hayret-i uzma...
Nasıl olur?
Çannakkale gerçekten de
Geçilmez bir sıratmış!
ATAM
Kayıt Tarihi : 23.2.2008 23:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Gayretinize saygılar
TÜM YORUMLAR (1)