Felaket gecesinin ardından, derin bir sessizlik çöktü üstüne.
Ey benim gönül sızım, hasretim, ata yurdum, memleketim, Maraş’ım.
Dağlarındaki kardan daha soğuk, yanan ateşten daha yangın yüreğimiz.
Acılarımızı anlatacak bildiğin bir dil, ya da bir kelime var mı?
Ey gönül sızım, ata yurdum, Maraş’ım.
Bağrında kaç bebek anne diye, kaç anne, yavrum diye ağlıyor.
Kimler taş yığınlarının altında, kimler sesimi duyacakta, kurtulacağım diye, yüreğinde umut taşıyor.
Kaç kişi toprağa karıştı,
Ey ata yurdum, memleketim, Maraş’ım.
Yoksa küs müyüz, yoksa dargın mıyız hala?
Nedir bu öfken, nedir bu celallenmen?
İstemez misin beni yoksa, hala buralarda, nedir bu kırgınlığımız?
Oysa ben bitirmiştim, oysa barışmıştım ben seninle.
Otuz yılın ardından kavuştum derken sana,
İstemez misin beni bağrında,
Yine mi savuracaksın beni bilmediğim diyarlara?
Artık, elimde bir poşet acılarımla, küsüp gitmeyeceğim buralardan.
Ben buradayım bir yerlere gitmiyorum.
Öfkenden beni savursan da.
Ata yurdum, Memleketim, Göksun, Maraş’ım.
Bas artık, beni bağrına
İster toprağın üstünde, istersen toprağın altında
Şemsi hançer
(Şair abla)
02.08 2023
Şemsi HançerKayıt Tarihi : 21.2.2023 10:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!