Bir güneş doğdu Selanik'ten ülkeme doğru.
Saçlarında güneş, güzlerinde deniz saklı.
Bir yanağı Selanik, bir yanağı Anadolu.
Sen doğanların en hayırlısıydın Mustafa’m, Mustafa Kemal'im.
Dağ başını efkâr almıştı, gümüş dere durmaz ağlar.
Ben ağlarım, anam ağlar, yetim ağlar
Çayır ağlar, çimen ağlar, vatan ağlar
Ankara’m bir akça Şahan bekler
Sakarya çoktan bıktı esaretinden.
Gözyaşım kana keser.
Nasıl böyle bir geliş geldin Kemalim
Hoş geldin…
Gözlerin dönmüş, özgürlük dersin başka bir şey demezsin.
Sanki dağlar saklar seni bilirsin
Sanki denizler bekler seni bilirsin
Kuşlar uçar anakaradan memleketin dört bir yerine
Kuvveyi milliye senin için kuruldu bilirsin.
Analar senin için yetiştirdi yiğitlerini
On dörtlüler senin için yaktı kınalarını
Doğu ve batı senin için eğdi başını
Cepheler senin için şaha kalktı semada
Analar senin için açtı ellerini yarada
Çanakkale’m geçilmem dedi
Dokunmayın beklemekten bıkmam dedi
Sakarya’m o gelmeden akmam dedi
Efeler senin için kalktı ayağa
Antep, Urfa, Maraş senin için kuşandı.
Karayılan, Kamil bey senin için mezarını aradı
Analar, bacılar senin için doğurdu evlatlarını
Her şehide vatan dedi.
Her doğan çocuğa hürriyet dedi.
Tepeden tırnağa vatanın adı sendin atam, vatanın umudu sendin.
O mübarek gövden bir vapur oldu kalktı bandırmadan.
Siper oldun vatana, ben ölümden korkman dedin.
Tarih yazacaktı destanını.
Yıl bin dokuz yüz on dokuz.
Korkun düşmanlar bir millet uyanıyor,
Gidin geldiğiniz gibi, Mustafa Kemal geliyor…
O ne güzel bir gelişti yarabil,
Mustafa’m, Mustafa kemalim, ellerinden, ayaklarından öperim..
Kurban olurum seni doğuran anaya
Kurban olurum seni doyuran babaya
Kurban olurum seni yaradan Allaha…
O yıl doğan çocukların hiç biri baba demedi.
Hele kimileri ana bile bilmedi.
Kadını, erkeği, çocuğu yoktu, senin askerinin
Hasan Tahsinler ,Nene hatunlar, Kara Fatmalar
Vatanın en kıymetli erleriydi...
Yıllar geçti tarih destanını bitirdi.
Ay yıldızlı bayrak göklere serildi
Yüce meclis Cumhuriyeti müjdeledi
Kalem tutan eller seni yazdı Ata'm
Sayfa sayfa yazıldı kelimeler tükendi.
O sayfada eksik bir yaprak belirdi.
Yıl otuz sekiz, kendinden utandı.
Kimi yalan dedi, kimi önünde eğildi.
Gitme vaktini bize hiç söylememiştin Ata’m.
Yada hiç hazır değildik böyle bir ayrılığa..
Perişanız atam,
Sen gittin yetim kaldı vatan…
Derken evvel zaman oldu kalbur zaman oldu.
Söylediğin her şey unutuldu.
Hani Kubilay’ın vardı senin atam bilirsin,
Kestiler eğilmez boynunu delirdin.
Emir verdin sen onları astırdın.
Sen gittin Ata’m asılan dirildi.
Leş kargaları yine vatana tünedi.
Nasıl bir günah işledik Ata’m bilemedik..
Aslında hak yol sendin inanmadık
Sana karşı sözümü tutamadık.
Biz bu vatana sahip çıkmadık..
Bağışla, bağışla bizi Ata’m…
Kayıt Tarihi : 21.5.2015 15:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)