Neden bakmıyorsunuz neden,
Hiç merak etmiyor musunuz?
Çevrenizde olup bitenleri.
Pardon unutmuşum,
Siz at gözlüğü takıyordunuz.
Dolayısıyla dünyaya,
Dar açıdan bakıyor.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bazilarida kendini dev aynasinda görür ya,benzer taraflari var zannedersem.Kutlluyorum sizi.Ellerinize saglik.......
))) Yüreğine ve kalemine sağlık değerli büyüğüm çok güzel anlatmışsın tebrik ederim
at gözlüğü değilde insanların işine öyle geliyor diyelim. malüm güzünümüz insanları menfaatlerine sonderece düşkün, buda insanları tuhaf hereket ve düşüncelere sevk ediyor. yani kimse elindekileri ile yetinmiyor yüreğinize sağlık hocam
Maalesef çevremizde insanların çoğu at gözlüğünü atamıyor...bu şiir çok manidar olmuş ....KUTLU/YORUM...Tam p.+ ANT.
Tebrik ediyorum. Kaleminiz daim ilhamınız bol olsun.
Bir ön yargıyı yıkmak atomu parcalamaktan zordur..Albert Einstein.
Anlamlı,etkili ve düşündürücü,şiiriniz,
Yüreğinize sağlık Üstad,
Ufkunuz geniş ilhamınız gür,kaleminiz daim olsun,
Işık ve umut saçsın yol göstersin,
Saygılarımla,tam puan, Enver Bilgiç
At Gözlüğü!
neden bakmıyorsunuz,
sağınıza solunuza?
çevrenizde olup bitenlerden,
haberiniz yok sanki.
dikkatlice bakarsanız,
neler göreceksiniz neler?
pardon, siz göremezsiniz,
ne sağınızı ne solunuzu.
siz sadece önünüzü görebilirsiniz,
görüş açınız oldukça dar,
dar açıdan bakılırsa,
mızrak çuvala sığar.
gerçekte sığar mı?
tabi ki hayır!
kedi aslanı boğar,
gerçekte boğar mı?
tabi ki hayır!
zorla mı taktılar size,
at gözlüğünü?
çıkarıp atın onu.
görüş açınız değişsin.
ufkunuz genişlesin.
daha sağlıklı bakın çevrenize.
eminim daha net göreceksiniz,
eşyayı ve olayları.
yalnız objektif olarak bakın,
ön şartlı bakarsanız,
hem yanılır hem yanıltırsınız.
çıkarın artık, şu at gözlüğünü,
çıkarıp atın da, ondan kurtulun.
Adem Uysal
BAZI İNSANLAR ÇOK DAR BAKARLAR HAYATA ..ÇOK GÜZEL BİR KONUYA DEĞİNMİŞSİNİZ..
HER ZAMANKİ GİBİ BEĞENEREK OKUDUM ÇALIŞMANIZI..
BAŞARILARINIZIN DEVAMNI DİLERİM....
KUTLARIM SEVGİ DOLU YÜREĞİNİZİ.....AKÇAYDAN SELAM VE SAYGILARIMI SUNARIM...SEVGİYLE VE ŞİİRLE KALIN...İBRAHİM YILMAZ.
yüreğinize sağlık
Anlam olarak çok güzel, mesajlarla dolu.. Yalnız affedin beni, eleştiriyi kabul eden bir şahsiyet olmanızdan dolayı güç alıyorum belki de :))
Şiirden uzak, düz yazıya yakın..
Tasavvurunu dar tutan, genişliği nasıl görebilsin? Sacede önüne bakan önünü görür! Bize hakikat lazım, hakikatli gözlerle bakan elbette hakikati görür.. Amuda kalkan bir insan nasıl düz görsün, kendisi ters olduğu halde, insanların ve her şeyin ter olduğunu sanır...
Selam ve saygı ile..
MİLYONLARCA AT KAFALININ YAŞADIĞI BİR ÜLKEDE YAZDIKLARIMIZ ADETA YEL DEĞİRMENLERİNE SALDIRMAK GİBİ BİR ŞEY.
HER KELİMESİNE İMZAMI ATIYORUM.
SELAM VE DUA İLE.
Bu şiir ile ilgili 22 tane yorum bulunmakta